Her birimizin hayatta belli başlı korkuları var. Söz konusu korkular olağandışı ve hastalık derecesinde güçlü bir boyuta ulaştıklarında ise “fobi” olarak adlandırılıyorlar. Karanlık, yükseklik, örümcek ya da kapalı alan korkularına dayanan fobilere artık her birimiz aşinayız.
Fobilere sahip olan birçok kişi, onlarla birlikte yaşamayı ya da onları yenmeyi zaman içinde öğreniyor. Ancak bazı fobilerin temeli ya da boyutu, kişilerin hayatını bir hayli zorlaştırarak yaşam kalitelerini düşürebiliyor. Peki, artık aşina olduklarımız dışında, başka ne tür fobiler var dersiniz? Literatüre geçmiş olan en ilginç fobileri sizler için derledik.
1. Neofobi: Yenilik Korkusu
Yeni bir işe veya uğraşa girişmek, her birimiz için dönem dönem zor olabilir. Ancak neofobi sahibi kişiler, böyle bir şey yapmaya karşı çok güçlü bir korku duyuyorlar. Yenilik korkusu olarak tanımlayabileceğimiz neofobiye en yaygın olarak beslenme rutinlerinde rastlanıyor. Neofobik kişiler yeni deneyimlere açık olamıyor; hep alışık oldukları lezzetleri, yerleri, ortamları ve davranışları tercih ediyorlar. Yeni bir lezzet denemeye karşı duyulan güçlü korku da gıda neofobisi olarak tanımlanıyor. Bir hayatı baştan sonra birebir aynı şekilde yaşamanın ne kadar zor olduğunu düşünürsek, neofobinin de hayatı zorlaştıran fobi türleri arasında olduğunu söyleyebiliriz.
2. Nomofobi: Cep Telefonundan Uzak Kalma Korkusu
Nomofobi; teknolojinin günden güne hayatımızın daha da vazgeçilmez bir parçası olduğu şu günlerde, toplumdaki birçok kişinin sahip olabileceği bir fobi türü. “No mobile phone” sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu fobi, cep telefonsuz kalma korkusu olarak tanımlanıyor. Özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla artan nomofobinin Avrupa’da intiharlara yol açtığı bile biliniyor. Ülkemizde de gitgide yaygınlaştığını söylemek mümkün. Nomofobik kişiler telefonları yanlarında olmadığı zamanlarda kendilerini eksik hissedebiliyor, telefonlarını yanlarında olduğu zamanda bile sık sık kontrol etme ihtiyacı duyuyorlar. Modern çağın yeni sendromlarından biri olarak da tanımlayabileceğimiz bu fobiye, özellikle genç yaştaki kişilerde daha yaygın şekilde rastlanıyor.
3. Emetofobi: Kusma Korkusu
Hiçbirimiz kusmaktan hoşlanmayız ama kusmaya karşı güçlü bir korku hissedenlerin sayısı çok daha azdır. İşte, işin içine bu güçlü korku girdiğinde emetofobiden söz etmeye başlıyoruz. Emetofobi, kusmaya ya da kusmakla ilgili durumlara karşı olağandışı bir korku duymayı ifade ediyor. Emetofobik kişilerde kusacaklarına dair sürekli devam eden bir endişe hissi, buna bağlı olarak mide bulantısı ve kusma eylemine tanık olmaya dair bir korku gözlemlenebiliyor. Midelerinin bulanmasından korktuğu için de birçok yiyeceğe ya da içeceğe bakmayı bile reddedebiliyor, buna bağlı olarak da yeme alışkanlıklarını sağlıklı bir düzleme oturtmakta bir hayli zorlanıyorlar.
4. Globofobi: Balon Korkusu
Hayalinizde rengarenk balonları canlandırdığınız zaman aklınıza hemen eğlenceli bir parti ya da doğum günü kutlaması geliyorsa, hiçbir problem yok. Ancak o balonların her an patlayabileceğini düşünüyor ve hemen geriliyorsanız globofobiden muzdarip olabilirsiniz. Globofobi, yani balon korkusu, bu fobiye sahip olan kişilerin hayatını zorlaştırabiliyor. Çünkü globofobik kişiler balonların patlayacağına dair korkuları nedeniyle onlarla aynı ortamda bulunamıyor, bulundukları takdirde de korku hissiyle baş etmekte güçlük çekiyorlar.
5. Hipnofobi: Uyku Korkusu
Uyku; tıpkı yemek, su ve hava gibi, hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğumuz temel unsurlardan biri. Ancak konforlu bir yatakta deliksiz bir uykuya dalma fikri, herkes için aynı derecede keyifli olmuyor. Çünkü hipnofobiden muzdarip olan kişiler, çeşitli sebeplerden ötürü uykuya dalmaktan çok korkuyor. Bu korkunun altında yatan temel unsurlar arasında; uyku sırasında gelecek bir tehlikeden kaçamama ve kabus görme endişeleri var. Hipnofobik kişiler uyurken çaresiz bir konumda olduklarını düşündükleri için, uykuya dalmaları gereken an yaklaştıkça kaygı ve panik hissine kapılmaya başlıyor. Uykuya daldıklarında da deliksiz ve rahat bir uyku çekemiyor. Bu nedenle hipnofobi, mutlaka tedavi edilmesi gereken bir fobi türü. Aksi takdirde kişilerin uyku düzenini ve buna bağlı olarak da sağlıklarını ciddi ölçüde etkileyebiliyor.
6. Ergofobi: İş Korkusu
Her birimiz iş hayatında kötü tecrübeler ve hayal kırıklıkları yaşayabilir, bazı günlerde işe gitmemek için çok güçlü bir istek hissedebiliriz. Ne var ki, ergofobi bu tip durumların çok daha ötesini ifade ediyor. İş korkusuna, yani ergofobiye sahip kişilerde iş yerlerine ve çalışmaya karşı aşırı düzeyde korku gözlemleniyor. Bu korku işe dair her şeye de sıçrayabiliyor. İş tanımları, resmi görevler, toplantılar, ofisler… Tüm bu unsurlar birer korku ögesine dönüşebiliyor. Üstelik, ergofobik kişiler genellikle bu korkunun mantıksız bir temelde olduğunun da farkında oluyorlar. Ancak hissettikleri bu güçlü duygular, fobiyi yenmelerini zorlaştırıyor.
7. Agirofobi: Karşıdan Karşıya Geçme Korkusu
Dromofobi olarak da adlandırılan agirofobi, yolda karşıdan karşıya geçme eylemine karşı duyulan güçlü korkuyu ifade ediyor. Agirofobik kişiler, özellikle araç trafiğinin yoğun olduğu caddelerden geçmekte çok zorlanıyor. Kökeninin çocukluk yılları olduğu düşünülen bu fobiye, bir kaza ya da kayıp travması da sebep olabiliyor. Agirofobi araba korkusuyla sık sık karıştırılıyor, ancak arada temel bir fark var: Agirofobiden muzdarip kişiler, caddede hiç araç olmasa bile karşıdan karşıya geçerken endişe ve kaygı hissediyorlar.
8. Koumpounofobi: Düğme Korkusu
En ilginç fobilerden biri olan koumpounfobi, kıyafet düğmelerine karşı duyulan güçlü korku ya da tiksinti duygusunu tanımlıyor. Özellikle de Amerika’da yaygın olduğu bilinen bu fobinin kaynağı konusunda net bir bilgiye sahip değiliz. Genellikle davranışsal ya da bilişsel-davranışsal terapiler aracılığıyla bu fobiyi yenmek mümkün olabiliyor. Bir rivayete göre, Apple’ın kurucusu Steve Jobs da bir koumpounofobik. Hatta Apple cihazların tasarımlarında da bu fobinin etki sahibi olduğuna dair söylentiler var. Ancak bunlar yalnızca söylentiden ibaret.
9. Arakibutirofobi: Damağa Fıstık Ezmesi Yapışması Korkusu
Bu listedeki kulağa en garip gelen fobiler arasında ilk sırada arakibutirofobi olabilir. Çünkü bu fobi türü, fıstık ezmesinin damağa yapışmasına dair duyulan ciddi endişe ve korkuyu ifade ediyor. Ülkemizde yaygın olarak görülmese de Amerika’da çok fazla örneği var. Amerikan yemek kültüründe bize kıyasla daha büyük bir yer tutan fıstık ezmesi, bazı kişiler için kabusa dönüşebiliyor. Arakibutirofobik kişiler tükettikleri yemeklerin ya da içeceklerin içinde fıstık ezmesi olmasından ve onu farkında olmadan yemekten bir hayli korkuyor.
10. Pediofobi: Oyuncak Bebek Korkusu
Oyuncak bebekler birçoğumuz için sempatik ve sevimli objeler olsa da herkes bu konuda aynı fikirde değil. Çünkü pediofobik kişilerde her türden oyuncak bebeğe karşı duyulan ciddi bir korku gözlemleniyor. Fobi ileri seviyedeyse panik atak ve benzeri krizler bile söz konusu olabiliyor. Geçmiş travmalara dayandırılan bu fobi türünün kaynağının, oyuncak bebeklerin bir çeşit insan figürünü yansıtması olduğu düşünülüyor. Özellikle gerçekçi şekilde tasarlanmış olan oyuncak bebekler, pediofobiyi daha ciddi seviyede tetikleyebiliyor. Oyuncak bebeklerin canlanarak insanların canına kast ettiği korku filmleri de tetikleyici unsurlar arasında elbette.
11. Filemafobi: Öpücük Korkusu
Öpücük ya da öpüşme korkusu olarak tanımlanan filemafobi, ilk etapta basit görünse de yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkileyen fobi türleri arasında. Filemafobik kişiler birini öpme ya da biri tarafından öpülme fikrine karşı çok ciddi bir korku hissediyor. Bu korkunun altında bazen ağız kokusu endişesi gibi fiziksel kaygılar, bazen de çocukluk yıllarında öpüşme eyleminin olumsuz şekilde zihine kodlanması gibi psikolojik temeller yatabiliyor.
12. Eisoptrofobi: Ayna Korkusu
Sabah kalkarken, gece yatarken, evden çıkarken ya da hazırlanırken aynaya bakmak birçoğumuz için çok basit ve sıradan bir eylem. Eisoptrofobik kişiler içinse durum tamamen farklı. Eisoptrofobiden muzdarip olan kişiler aynada kendilerinin ya da bir başka kişinin yansımasını görmekten korkuyor. Özellikle kendi yansımalarını gördükleri takdirde ciddi boyutta bir panik, utanç ya da bunalım hissi yaşayabiliyorlar. Üstelik, evlerindeki tüm aynaları kaldırmak bir çözüm gibi görünebilir ama sokakta ya da başka ortamlarda da karşılarına sık sık aynalar çıkabiliyor. Bu nedenle de genellikle sosyalleşmekten çekiniyor, ziyaret ettikleri ortamları çok kısıtlı tutuyorlar.
13. Tripofobi: Delik Korkusu
Delik korkusu anlamına gelen tripofobi size ilk etapta çok sıra dışı görünebilir ama bu fobiden muzdarip olan kişilerin sayısı hiç de azımsanacak kadar az değil. Tripofobik kişiler belirli yüzeylerin üzerinde bitişik ya da birbirlerine yakın halde duran deliklere karşı korku ya da tiksinti hissi duyuyor. Örneğin, üzerindeki siyah tohumları nedeniyle bir çilek ya da delikli bir sünger bile bu korkunun öznesi haline dönüşebiliyor. Hatta Apple’ın iPhone 11 modelini satışa sürmesi, tripofobikler için son derece tetikleyici bir olay haline gelmişti. Çünkü bu modelde üç farklı lens vardı ve bu da telefonun arka yüzeyinde birbirlerine yakın halde üç delik olması anlamına geliyordu. Tripofobi sahibi kişiler sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarla markaya olumsuz geri dönüşlerini iletti.
14. Geletofobi: Dalga Geçilme Korkusu
Elbette kimse kendiyle dalga geçilmesini sevmez ve zaman zaman bir ortamda küçük düşeceğine ilişkin kaygı yaşayabilir. Ancak bu durum kronik bir kaygı sebebine dönüşmüşse geletofobiden söz etmenin vakti gelmiş demektir. Geletofobi, kişilerin onlara gülünmesi ya da onlarla dalga geçilmesi ihtimaline karşı duydukları yoğun endişe ve korkuyu ifade ediyor. Geletofobik kişiler bu korku nedeniyle paranoya yaşayabiliyor, bir ortamda atılan her kahkahayı ya da edilen her sözü kendi üzerlerine alınabiliyorlar. Haliyle sağlıklı bir iletişim kurmak ya da sosyalleşmek de günden güne zorlaşıyor.
15. Fobofobi: Fobi Korkusu
Fobi, bir şeye karşı duyulan güçlü kaygı ve korkuyu; fobofobi ise fobilere karşı duyulan korkuyu ifade ediyor. Başka bir deyişle, fobofobik kişiler daha fazla fobi sahibi olmaktan ve daha çok şeyden korkmaktan korkuyor. Kulağa ilginç geliyor, öyle değil mi? Fobofobik kişiler fobilere ilişkin bilgi edinmekten ya da başkalarının fobileri hakkında bilgi almaktan mümkün olduğunca kaçınmaya çalışıyor. Fobofobi seviyesi ilerledikçe, onları korkutma ihtimalini göze alamadıkları için herhangi bir yeni bilgi edinmekten de kaçınıyorlar. Fobofobi, genellikle kişilerin ilk fobisi olmuyor. Hâlihazırda birden fazla fobisi olan kişilerde bu fobi türü daha sık görülüyor.