Uykunun insan sağlığı açısından ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu biliyor fakat çoğu zaman verdiğimiz kararlarda bunu göz ardı ediyoruz. Örneğin bir gece yatağa yatıp bir türlü uyuyamadığımız zaman ertesi gün yorgun ve huysuz olacağımızı hepimiz daha en başından biliyoruz. Çünkü yeterli uyumamak vücudumuzu düşündüğümüzden çok daha fazla etkiliyor ve bu kesinlikle huysuzlukla sınırlı değil.
Uyku Yoksunluğu Nedir?
Özetle uyku yoksunluğu olarak adlandırılan bu kavram, sürekli uyku eksikliği veya düşük uyku kalitesinden kaynaklanır. Düzenli olarak yedi saatten daha az uyumak, sonunda tüm vücudunuzu etkileyen sağlık sonuçlarına yol açabilir. Bu durum aynı zamanda altta yatan bir uyku bozukluğundan da kaynaklanabilir. Vücudunuzun en iyi şekilde çalışması ve güçlü kalması için nefes almaya ve yiyeceğe ihtiyacı olduğu gibi uykuya da ihtiyacı vardır. Uyku sırasında sisteminiz kendisini güçlendirir ve kimyasal dengesini düzenler. Beyniniz yeni düşünce bağlantıları kurar ve hafızanın korunmasına yardımcı olur. Ne yazık ki yeterli uyku olmadan beyin ve vücut sistemleriniz normal şekilde çalışmayacaktır. Ayrıca uyku yoksunluğu yaşam kalitenizi önemli ölçüde düşürebilir. Yapılan çalışmalar sürekli olarak gece uykusu uyuyamayan kişilerin daha erken yaşta hayatını kaybettiğini ortaya çıkarmıştır. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, uyku yoksunluğunun gerçekten çok büyük bir sağlık sorunu olduğu söylenebilir.
Uyku yoksunluğunun belirtileri arasında aşırı uyku hali, sürekli olarak esnemek, huysuzluk, sinirlilik ve aşırı yorgunluk bulunmaktadır. Bu belirtileri hissettiğiniz zaman kafein almak ve vücudunuzun direnmesini sağlamak faydalı olmayacaktır. Kafein gibi uyarıcılar, vücudunuzu ayık tutmak ve uyku ihtiyacının yerine geçmek için uygun değildir. Aslında bu uyarıcılar gece uykuya dalmayı zorlaştırarak uyku yoksunluğunu daha da kötüleştirebilir. Nihayetinde kronik uyku yoksunluğu vücudunuzun iç sistemlerine müdahale edebilir ve ilk belirti ve semptomlardan çok daha fazlasına neden olabilir.
Uyku Yoksunluğunun Zararları Nelerdir?
Merkezi Sinir Sistemine Zararları
Merkezi sinir sisteminiz vücudunuzun ana bilgi otoyolu olarak tanımlanmaktadır. Düzenli uyku bu sistemin düzgün çalışmasını sağlamak için gereklidir. Fakat kronik uykusuzluk, vücudunuzun genellikle bilgi gönderme ve işleme şeklini bozmaktadır. Uyku sırasında beyninizdeki sinir hücreleri yani diğer bir deyişle nöronlar arasında öğrendiğiniz yeni bilgileri hatırlamanıza yardımcı olan yollar oluşur. Uyku yoksunluğu beyninizi yorar ve bu nedenle merkezi sinir sisteminiz görevini yerine getiremez. Ayrıca konsantre olmayı veya yeni şeyler öğrenmeyi de çok daha zor bir şekilde gerçekleştirmeye başlayabilirsiniz. Vücudunuzun gönderdiği sinyaller gecikebilir ve bu da koordinasyonunuzu azaltır ve kaza riskinizi artırır.
Bağışıklık Sistemine Zararları
Siz uyurken, bağışıklık sisteminiz antikorlar ve benzeri koruyucu, enfeksiyonla savaşan maddeler üretir. Daha sonra sisteminiz bu maddeleri bakteri ve virüs gibi yabancı istilacılarla savaşmak için kullanır. Bazıları da uyumanıza yardımcı olarak bağışıklık sisteminize vücudunuzu hastalıklara karşı savunmak için daha fazla güç sağlar. Fakat uyku yoksunluğu, bağışıklık sisteminizin bu güçlü döngüyü oluşturmasını engeller. Eğer yeterince uyumazsanız, vücudunuz istilacıları savuşturamayabilir ve ayrıca hastalıktan kurtulmanız da normalden daha uzun sürebilir. Uzun süreli uyku yoksunluğu, diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklara yakalanma riskinizi de artırır.
Solunum Sistemine Zararları
Çok fazla bilinmese de uyku ve solunum sistemi arasında iki yönlü bir ilişki bulunur. Obstrüktif uyku apnesi (OSA) adı verilen gece solunum bozukluğu uykunuzu bölebilir ve uyku kalitenizi düşürebilir.
Gece boyunca uyandığınızda, bu sizi soğuk algınlığı ve grip gibi solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha savunmasız bırakan uyku yoksunluğuna neden olabilir. Dahası, uyku yoksunluğu kronik akciğer hastalığı gibi mevcut solunum yolu hastalıklarını da daha da kötüleştirebilir.
Sindirim Sistemine Zararları
Uyku ve kilo alımı arasındaki bağlantıyı muhtemelen daha önce duymuşsunuzdur. Aynı şekilde uyku düzeniniz sindirim sisteminizi de etkiler. Çok fazla yemek yemenin ve egzersiz yapmamanın yanı sıra, uyku yoksunluğu da aşırı kilolu ve obez olmak için başka bir risk faktörüdür. Uyku, açlık ve tokluk duygularını kontrol eden iki hormon olan leptin ve ghrelin düzeylerini doğrudan etkiler.
Leptin beyninize yeterince yemek yediğinizi söyler. Yeterli uyku olmadan beyniniz yeterli derecede yemek yediğini düşünmez ve iştahınızı olan ghrelini yükseltir. Bu hormonların akışı gece atıştırmalarını veya birisinin gecenin ilerleyen saatlerinde neden fazla yemek istediğini açıklayabilir. Ayrıca yeterli uyku uyumamak egzersiz yapamayacak kadar yorgun hissetmenizi de sağlar. Spor yapamamak doğal olarak kilo alımına ve kas kaybetmenize neden olur. Dahası, uyku yoksunluğu vücudunuzun insülin seviyesini de etkiler. Vücudunuzun glikoz toleransını düşer ve insülin direnci ile ilgili sorunlar başlar. Bu sürecin sonunda diyabet ve obezite gibi sağlık sorunları ortaya çıkabilir.
Kardiyovasküler Sisteme Zararları
Uyku, kan şekerinizi, kan basıncınızı ve iltihaplanma seviyenizi etkileyenler de dahil olmak üzere, kalbinizi ve kan damarlarınızı sağlıklı tutan süreçleri etkiler. Ayrıca vücudunuzun kan damarlarını ve kalbi iyileştirme veonarma yeteneğinde bile hayati bir rol oynar. Yeterince uyumayan kişilerin kardiyovasküler bir hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bir analiz, uykusuzluğu kalp krizi ve felç riskinin artmasıyla ilişkilendirmiştir. Yani kalp sağlığınız için de uykunun önemi yadsınamaz.
Uyku Yoksunluğu Nasıl Önlenir?
Uyku yoksunluğunu önlemenin en iyi yolu aslında yeterli uyku aldığınızdan emin olmaktır. Uzmanlar 18 ila 64 yaş arasındaki çoğu yetişkin için 7 ila 9 saat uyku uyumanın öneminden bahsetmektedir. Hayatınızda ve rutininizde yaptığınız küçük değişiklikler ile uykusuzluk sorununun üstesinden gelmeniz mümkündür. Uyku yoksunluğunu önlemek için şu önerileri dikkate alabilirsiniz:
- Gün içerisinde şekerleme yapmayın veya çok yorgunsanız da bu uyku süresini mümkün olduğunca minimumda tutun.
- Gece yarısından sonra, özellikle de uyumadan iki saat öncesinde mutlaka kafein almayı bırakın.
- Kendinize bir uyku düzeni oluşturmayı deneyin ve eğer mümkünse her gün yatağa o saatte yatın.
- Aynı şekilde her sabah aynı saatte uyanmaya çalışın.
- Eğer tatile gittiğinizde veya hafta sonlarında uyku düzeniniz bozuluyor ve daha sonra normale dönmesi zor oluyorsa o halde bu özel günlerde de uyku rutininizi uygulamayı deneyin.
- Uyumadan önce cep telefonunuz ile uzun süre vakit geçirmemeyi deneyin.
Eğer böyle bir uyku düzeni oluşturmak ve uyku yoksunluğunu engellemekle ilgili sıkıntı yaşıyorsanız mutlaka bir doktora danışmayı unutmayın.