Her ne kadar başlık direkt olarak toksik ilişkileri işaret ediyor olsa da “ghosting”, “love bombing” ve “gaslighting” kavramları günümüz hızlı tüketim ilişkileri içerisine toksiklik enjekte edilmesi için de kullanılıyor olabilir. Bu nedenle önce bu postmodern kavramları anlamak ve bu yeni lügati iyice sindirmek gerekiyor diyebiliriz. Daha sonra toksik ilişki kavramına bakıp bu üç yeni kavram ile ilişkisini değerlendirmek çok daha akılcı olacak gibi görünüyor. Çünkü tüm bu kavramlar hayatımıza yeni girdi ve halen tam olarak belli bir kalıba oturtulamadı. Sosyal medyada bu kavramların kullanılış şekli belirli bir kalıp üzerinden ilerliyor olsa da detaylara baktığımızda ortaya farklı sonuçların çıkması gayet mümkün.
Değişen ve karmaşıklaşan dünya düzeni yanında postmodern bir kültür akımını da getirdi. Postmodern kültürün getirdiği kavramlara bu denli hızlı bir şekilde aşina olmamızda ise sosyal medyanın etkisi çok büyük. Haliyle sosyal medya dinamikleri ve postmodern kavramların birbirini desteklemesi hayatın her alanını olduğu gibi insan ilişkilerini de etkiledi. İnsan ilişkilerinin detaylarına indiğimizde ise en çok etkilenen ilişki türünün aşk ve sevgi temelli ilişkiler olduğunu görüyoruz. Yani, basit mana ile flört ve birliktelik yaklaşımları sosyal medya ve günümüz kültüründen başka bir alanın dışına çıkamaz oldu. Bu doğru bir yönelim olmasa da insanların topluca bu etki altına girmelerinin kaçınılmaz olduğunu bilmek, görmek lazım. Zira böyle genel etkileyicilerin amacının da toplumun tamamını hedef aldığını unutmamak gerekiyor.
Tekrar ghosting”, “love bombing” ve “gaslighting” kavramlarına gelirsek bu kavramların toksik ilişkilerin üç basamağı olduğu iddia ediliyor. Tüm dünyanın ortak diliyle nitelendirilen bu kavramların detaylarına baktığımızda sosyal medyanın ve postmodern kültürün mü bizi buralara ittiğini yoksa gerçekten toksik ilişkilerin bu kavramlar ile çok daha net nitelendiriliyor mu olduğunu biraz olsun anlamak mümkün olacak. Bu nedenle öncelikle kavramların detaylarına bir bakalım istedik.
Love Bombing Kavramı Nedir?
“Love bombing” olarak ifade edilen ve Türkçe karşılığı aşk bombardımanı olan kavram, bu üçlü içerisinde en tehlikelisi olarak kabul ediliyor. “Love bombing” en temelde narsistik eğilimi olan partnerin ilişkinin başında, ilişki yaşadığı kişiye aşırıya kaçan sevgi gösterileri yapması diyebiliriz. Partneri tarafından aşırı ilgiye maruz kalan kişi kendisini bulutların üzerinde bir dünyada hissetmeye başlıyor. Narsistik partner dünyada karşısındaki kişiden başka kimsenin olmadığını hissettirebilir. Sürekli ilgi gösterebilir, sürekli görüşmek isteyebilir, çiçeklere ve hediyelere boğabilir ve karşısındaki kişiyi kendisine bağımlı hale getirebilir. Bu ilgi çılgınlığının sonucunda, tırnak içerisinde normal tabir ettiğimiz partner kendisini bu ilişkiye bağımlı hale gelmiş ve toz pembe bir dünyanın içerisinde bulabilir. “Love bombing” durumunun oluştuğu toksik ilişkilere baktığımızda ise bu ihtimallerin hemen hemen hepsinin gerçekleştiğini görüyoruz. Zaten “love bombing” kavramı bu nedenle karşımızda çok güçlü bir argüman olarak duruyor.
İlgi ve sevgi patlaması olarak tanımladığımız “love bombing” ne zaman son buluyor derseniz, ilişkinin diğer partneri ilişkiye tam bağımlı hale gelince tüm bu bombardıman sona eriyor. Hal böyle olunca narsistik bir saldırıya maruz kaldığını henüz anlamayan kişi bu ilginin bitmesinde ve durumun bozulmasında kendisini suçlu görmeye başlıyor. Böylece de kişi kendi depresyonunu yaratıyor. Narsistik partner bunu bilinçli ya da bilinçsiz şekilde karşı tarafa uyguladıktan sonra geri çekilerek kendi dünyasında gayet rahat bir hayat sürerken, mağdur taraf ise derin bir yalnızlığın ve yoksunluğun içerisinde buluyor. Narsistik taraf ise “love bombing” sırasında uyguladığı her adımı kendi ışığını parlatan bir olay olarak görüyor ve kişiliğini yücelttiğini düşünüyor. Aynı zamanda kendisinin hakimiyetinde olan bir ilişki inşa etiğini düşünüyor.
“Love bombing” sonrası ortaya çıkan ilgisizlik ve kendini geri çekme hali ise ortaya başka bir toksik kavram çıkmasına neden oluyor. Bu kavrama “gaslighting” deniyor. “Gaslighting” kavramının detaylarına bakmadan önce, uzmanların “love bombing”e maruz kalmamak için kişileri uyardığı bir konuyu sizlere aktarmak istiyoruz. Uzmanlar “love bombing” durumunda kalmamak için hiç kimseyi hayatınızın merkezine koymamasını ve ona bağımlı bir ilişki geliştirmemesini tavsiye ediyor. Aynı zamanda “love bombing” içerisinde olduğunu fark eden kişinin diğer basamaklara maruz kalmadan o ilişkiyi hemen terk etmelerini de öneriyor. Şimdi, diğer bir toksik ilişki basamağı olan “gaslighting”e geçebiliriz.
Gaslighting Nedir?
“Gaslighting” olarak tabir edilen kavram da tıpkı “love bombing” gibi çok tehlikeli olarak atfediliyor. Zaten birbirinin tamamlayıcısı olan bu kavramların toplamda büyük bir toksik duruma yol açtığını artık biliyoruz. “Gaslighting” kısaca narsistik partnerin karşısındaki kişi üzerinde kontrol kurabilmek için, fark ettirmeden karşı tarafa kendisini kötü hissettirmek ve tabiri caizse çaktırmadan aşağılamak olarak tanımlanabilir. Yani, “gaslighting” bir nevi “love bombing” durumunun tamamlayıcı bir halkası olarak da görülebilir.
“Gaslighting” kavramının uzmanlar tarafından yapılan detaylı açıklaması ise “Mağdurun kendi düşüncelerinin, gerçeklik algısının ve geçmiş anılarının geçerliliğini sorgulamasına neden olan ve kafa karışıklığına, güven ve özsaygı kaybına ve de bu kavramı empoze eden kişiye bağımlı hale gelmesine yol açan psikolojik manipülasyon.” şeklinde karşımıza çıkıyor. Bu kavrama Türkçede gaz lambası anlamına gelen “gas light” isminin verilmesinde bir tiyatro oyununun etkili olduğu biliniyor. “Gaz Lambası” tiyatro oyununda yer alan erkek karakter eşini deli olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Erkek bunda tam başarılı olacakken gaz lambasının sönmesi kadının kendi varlığının farkına varmasını sağlıyor ve deli olmadığını anlıyor. Bu örnekten de “gaslighting”in nasıl uygulandığını rahatlıkla görebiliyoruz.
“Gaslighting” durumunun genellikle tek bir amacı olduğunu biliyoruz. Narsistik kişilik bozukluğuna sahip partnerin kendisini ruhsal ve bedensel açıdan besleyecek, ona kendisini mükemmel hissettirecek kaynağı kaybetmek istememesi diyebiliriz. Eğer böyle bir durumda olduğunuzu hissediyorsanız tıpkı “love bombing” aşamasında olduğu gibi, o ilişkiden hızla uzaklaşmanız gerektiğini uzmanlar öğütlüyor. Toksikliği yaratan partner kendi hatalarını kabul etmiyor, size sürekli yanıldığınızı söylüyor ve sizi sürekli başkaları ile kıyaslıyorsa muhtemelen “gaslighting”e maruz kalıyorsunuz. Bunun çözümü ise az önce de söylediğimiz gibi hızla o ilişkiden uzaklaşmaktan başkası değil.
Toksik ilişkilerde “gaslighting” durumunun peşinden ise “ghosting” durumu geliyor. Bazı uzmanlara göre ise “love bombing” durumu sonrası “ghosting” hadisesinin gerçekleştiği söyleniyor. Tam olarak hangi durum hangisinin devamı tam bir çatıya oturtulamadığı için biz “ghosting”i son aşama olarak görerek yolumuza devam ediyoruz. Zaten bu kavramlarda sıralamadan ziyade olayların gidişatının önemli olduğunu biliyoruz. Peki, bu ilişkilerin son basamağı olan “ghosting” nedir, gelin bir de ona bakalım.
Ghosting Yapmak Ne Anlama Geliyor?
“Ghosting” kavramı adından da anlaşılacağı üzere bir nevi hayalet sendromu ya da hayalet olma durumu olarak tanımlanabilir. Türkçede tam bir karşılığı olmasa da hayaletleşmek gibi bir anlama gelen “ghosting” kelimesi tam da kelime karşılığı gibi bir durumu işaret ediyor. Toksik ilişki içerisindeki narsistik eğilimleri olan partner “love bombing” ya da “gaslighting” sonrası etapta ortadan kaybolarak karşısındaki kişiyi ilişkinin sebepsizce sona erdiği düşüncesine itiyor. Bu durumda ise “ghosting”e maruz kalan taraf, ilişkinin bitmesinde sorunun kendisinde olduğunu düşünerek ağır bir depresyon içerisine girebiliyor. Narsistik taraf ise ortadan kaybolması esnasında, karşı taraftan gelecek dönüşe göre yoluna devam etme kararı alıyor. Yani, karşı taraftan bir yalvarış ve geri dönüş isteği gelirse egosunu tatmin edip, kendisini çok önemli görmeye devam ediyor ya da geri dönüş gelmezse başka bir toksik ilişkiye doğru yelken açıyor.
“Ghosting” bazen bir görünüp bir kaybolma durumunu da ifade ediyor. Bu durumda ise flört şiddetine maruz kalan tarafın tamamen kafası karışıyor ve ilişkinin bitmemesi için elinden ne geliyorsa yapıyor. Özsaygısını yitiriyor, benliğinden ödün veriyor ve karakterini tamamen hiçe sayıyor. Bu, gerçekten bir ilişkide insanın başına gelebilecek en kötü hadiselerden biri diyebiliriz. Bir görünüp bir kaybolma hadisesinin yaşandığı “ghosting” durumu ilişkiyi yeniden “gaslighting” aşamasına götürebiliyor. Böylece döngü çok uzuyor ve bu toksik ilişkinin tarafları her şekilde yıpranıyor. Narsistik eğilimli taraf bile bir süre sonra çılgın bir psikolojiye doğru yuvarlanabiliyor. Zaten mağdur tarafın yaşadığı büyük yıkımı tartışmaya bile gerek olmadığını söyelyebiliriz.
Bu üç postmodern kavramın sonucunda ulaştığımız tek hususun flört şiddeti olarak tabir edilen durum olduğunu görebiliyoruz. “Love bombing”, “gaslighting” ve “ghosting” kavramlarının tamamı, uzmanlar tarafından flört şiddetinin basamakları olarak nitelendiriliyor. Fakat bu kavramları bize sosyal medyanın ve değişen dünya düzeninin dayattığı mı yoksa zaten var olan durumları bize öğrettiği mi durumu ise halen tartışmaya açık olarak değerlendiriliyor. Bu tartışma devam ededursun biz “İnsan flört şiddetine neden uğrar?” sorusuyla yolumuza devam edelim.
İnsan Flört Şiddetine Neden Uğrar?
Flört şiddetinin ortaya çıkmasındaki en büyük sebebin insanların yaşadığı ve farkında olduğu ya da olmadığı psikolojik sorunlar olduğu biliniyor. Flört şiddetinin tanımı ise genel olarak; ilişki içindeki bireylerin partneri tarafından vücut bütünlüğüne, ruhsal bütünlüğüne veya sosyal hayatına şiddet uygulanması olarak karşımıza çıkıyor. Bu şiddet her ortamda gerçekleşebiliyor ve her şart altında farklı oranda şiddete maruz kalmak mümkün. Bu şiddet düşük dozda kaldığında bazen farkına varılamıyor ve kişilerin kendilerini sorgulamalarına, hatayı kendilerinde aramalarına ve özsaygılarını yitirmelerine neden oluyor. Flört şiddetinin ilişkideki oranı arttıkça ise ortaya çok daha ciddi sonuçlar çıkabiliyor. Bu ciddi meseleler maalesef bir tarafın ölümü ile bile sonuçlanabiliyor.
İnsanların flört şiddetine uğramasının diğer sebepleri arasında; kişilerde olan düşük özgüven, düşük benlik algısı veya saygısı ve negatif biliş durumlarının etkili olduğu söyleniyor. Sonuç olarak durum ne olursa olsun şiddetin her türlüsünün insanlar için çok ciddi zararlara yol açacağı için asla kabul edilemez bir mesele olduğunu dile getirmek gerek. Bu nedenle şiddetin her türlüsünü kınıyor ve umuyoruz ki her ne için olursa olsun insanların birbirlerine şiddet uygulamamalarını temenni ediyoruz. Umuyoruz ki birbirimizle daha sağlıklı ilişkiler kurabildiğimiz bir dünyaya doğru adımlar atarak yola devam ederiz…
Bize de ilham veren Gibi ekibine sevgiler :) Bu kavramlar maalesef artık hayatımızın bir parçası.