Dünyanın en zehirli canlılarından biri olan, balıklar içinde ise “en zehirli” unvanını taşıyan taş balığı, oldukça gelişmiş kamuflaj özelliklerine sahip bir tür. Bulunduğu ortama kusursuz bir şekilde adapte olabilen bu balık türü, genellikle Hint-Pasifik Okyanusu’ndaki mercanlarda, lagünlerde ya da kaya diplerinde görülüyor. Aslında taş balığı, kendi içinde beş farklı türe sahip. Ancak söz konusu alt türlerin tümü son derece zehirli ve oldukça tehlikeli. Bir taş balığının ortalama boyu yaklaşık 30-40 santimetre arasında değişiklik gösteriyor. Ağırlıkları ise 2 kilogram civarında seyrediyor.
Taş balığı türünün en önemli özelliklerinden biri, okyanus diplerindeki taşlı yüzeylerde kamufle olabilmesi. Kendine has görünümü ve kamuflaj yeteneği sayesinde ilk bakışta seçilemeyecek bir görünüme bürünüyor. Bu özelliği onun hem yırtıcı canlılardan korunabilmesini hem de avlarına karşı kaçması neredeyse olanaksız bir tuzak kurabilmesini sağlıyor. Suyun dibinde saatlerce hareketsiz şekilde beklediği ve neredeyse hiç görünmediği için, avları da onun çok yakınına yaklaşıyor. Böylece taş balığı onu birkaç salise içinde yutarak besleniyor. Taş balığı genellikle yumuşakçalarla, küçük balıklarla ve kabuklularla beslenen bir tür. Ancak başta da belirttiğimiz gibi, taşıdığı zehir birçok canlı türü için ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.
Taş balığı doğrudan insanlara saldıran bir tür değil. Ancak suda onu fark etmeyen insanların yanlışlıkla üzerine basması ya da onunla temas etmesi sonucunda, sırt yüzgeçlerinde bulunan zehri bırakıyor. En kısa sürede tıbbi yardım alınmadığı takdirde, bu zehir insanları da öldürebiliyor. Suyun dışında da 24 saate kadar yaşayabilen taş balığının ömrü ortalama 5-10 yıl arası. Ayrıca, bu tür İstanbul Akvaryum’un Kızıldeniz olarak adlandırılan bölümünde de görülebiliyor.