Stagflasyon, stagnasyon (durgunluk) kelimesi ile enflasyon kelimelerinin bir araya gelmesinden meydana gelmiş bir ekonomik terimdir. Bunu açacak olursak, stagflasyon bir ülkede aynı anda enflasyonda artış ve ekonomik çıktıda (gayri safi yurt içi hasıla) durgunluğun yaşanması durumu olarak tanımlanabilir. Stagflasyon yaşanan dönemlerde fiyatlarda yukarı yönlü baskı görülür, işsizlik nispeten artar ve ekonomik büyüme yavaşlar. Çok nadir görülür ve ekonomide “kusursuz fırtınayı” ifade eder.
Stagflasyon terimi ilk kez, 1970’li yıllarda meydana gelen petrol krizinin bir sonucu olarak enflasyonda hızlı artış ve yüksek işsizlik görülen dönemde kullanılmıştır. Bahsi geçen dönemde Amerika Birleşik Devletleri’nde 5 çeyrek üst üste resesyon yaşanmış, negatif büyüme yani daralma görülmüştü. Enflasyon 1973 yılında ikiye katlanmış ve ertesi yıl çift hanelere çıkmıştı. 1975 yılının Mayıs ayında ise ülkedeki işsizlik %9’a dayanmıştı.
Ancak stagflasyon hem klasik iktisat teorisinde hem de Keynesyen iktisat teorisinde paradoksol bir durum olarak görülür. Bunun sebebi çoğu zaman enflasyon ve işsizlik arasında görülen -1 (ters) korelasyondur. Yani biri düşerken diğeri artar.
Stagflasyon Neden Tehlikelidir?
Ekonomik durgunluk görüldüğünde, bir ülkenin gayri safi yurt içi hasılası ya çok yavaş artar ya da daralır. Bunun doğal sonucu artan işsizliktir. Stagflasyon yaşanan dönemlerde işverenler tasarruf edebilmek amacıyla işten çıkarma yoluna gider. Hızla artan enflasyonla yüksek işsizlik birleştiğinde ise tüketicilerin harcaması azalır. Sabit gelirli bireylerin kazançları her geçen gün daha da değer kaybeder. Tüketicilerin ekonomik güveni azalır.