Latin Amerika edebiyatının en sevilen eserlerinden olan "Simyacı", aynı zamanda Brezilyalı usta yazar Paulo Coelho’nun da başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. Coelho, 1988 yılında okurlarla buluşan bu romanında hem Doğu hem de Batı dünyasına felsefi açıdan ışık tutar. Toplam kırk iki farklı ülkede yayınlanmış ve yirmi altı farklı dile çevrilmiş olan "Simyacı", felsefi açıdan son derece zengin olmasının yanı sıra, aynı zamanda macera dolu kurgusuyla oldukça sürükleyicidir. Coelho’nun sade ve etkileyici anlatımının da söz konusu sürükleyicilikte oldukça önemli bir payı vardır.
"Simyacı", Santiago adında bir çobanın gezgin olmaya karar vermesiyle başlar. Bir süre boyunca güttüğü koyunların yolundan giden Santiago her yolculuğunda yeni bir yer keşfeder. Bir gün, eski bir kilisenin bahçesinde koyunlarıyla birlikte uyurken ilginç bir rüya görür. Rüyasında Mısır’dadır ve son derece değerli bir hazine bulmuştur. İlk etapta bu rüyayı ciddiye almaz, hatta neredeyse unutur. Ancak bu noktadan sonra başına gelen bazı olaylar, Santiago’yu Mısır’a gitmeye ikna eder. Afrika kıtasına adım attığı andan itibaren ise işler asla yolunda gitmez. Kısa sürede cebindeki tüm parasını kaybeden ve mecburen çalışmaya başlayan Santiago, bu ilginç yolculukta hem savaş hem de aşk kavramlarıyla tanışır. Tüm bu zorlukların içinde de rüyasında gördüğü hazineyi aramaktan hiçbir zaman vazgeçmeyecektir.
Paulo Coelho’nun "Mesnevî"de yer alan bir bölümden ilham alarak yazdığı "Simyacı", bir oturuşta bitirebileceğiniz ve sizi bambaşka yolculuklara çıkarabilecek bir kitap. Hem serüvenlerle dolu hem de felsefi açıdan oldukça zengin bu romana bir şans vermelisiniz.