Son dönem edebiyatımızın en güçlü kalemlerinden biri olan Hikmet Hükümenoğlu’nun imzasını taşıyan Körburun’u dört başı mamur bir roman olarak tanımlamak yanlış olmaz. Can Yayınları etiketiyle 2016 yılında raflardaki yerini alan eser, biraz hacimli. 592 sayfadan oluşuyor. Ancak kitabın kalınlığı sizi yanıltmasın. Hikmet Hükümenoğlu’nun akıcı ve yetkin anlatımı sayesinde, Körburun kolay kolay elinizden bırakabileceğiniz bir eser değil. Yazarın beşinci romanı olma özelliğini taşıyan bu eser, birçok edebiyat otoritesi tarafından “büyük bir roman” olarak nitelendirilmiş. İşin aslı, Körburun bu nitelemenin hakkını fazlasıyla veriyor. Kitabın e-kitap versiyonuna Kobo ya da İdefix aracılığıyla da ulaşılabiliyor.
Kitaba ismini veren Körburun, arka kapak yazısında “hem uzak hem yakın” olarak tanımlanan kurgusal bir ada. Günde yalnızca iki vapur seferiyle ulaşım sağlanabilen ve coğrafi açıdan zorlu koşullara sahip olması nedeniyle pek de ziyaretçi kabul etmeyen bir ada. Hikmet Hükümenoğlu bize bu adada peş peşe birbirini izleyen üç farklı kuşağın aşklarını, acılarını, heveslerini, umutlarını, hayal kırıklıklarını ve tutkularını anlatıyor. 1960 ile 1990 yılları arasını anlatan eser, bugünün neden hala fazlasıyla düne benzediğini ve hatta yarının da neden bugüne benzeyeceğini gözler önüne seriyor. Romanda anlatılan otuz yıllık zaman diliminde ülkemizde yaşanan toplumsal kırılmalar, sosyal ve siyasal çalkantılar oldukça başarılı bir şekilde işleniyor. Elbette yazar, ada halkı üzerinden söz konusu kırılma ve çalkantıların toplum üzerindeki etkilerini de ele alıyor.