bifikirbifikir

Klasik Otomobiller: Bizi Kendilerine Aşık Etmiş 10 Muhteşem Klasik Otomobil

Klasik Otomobiller: Bizi Kendilerine Aşık Etmiş 10 Muhteşem Klasik Otomobil
Klasik arabaları muhteşem yapan şey, insanlar için kaçması imkansız olan bir sona, ölüme direnmiş olmalarıdır. Yoksa, bugünkü arabalar daha hızlı, daha pratik, daha ucuz ve daha güvenliyken neden çoğu artık çalışmayan bu arabalardan vazgeçmeyip, onları özel bir yere koyalım? İnsanların klasik arabaları çok sevmeleri ve saygı duymalarının sebebi, biraz da, bizim asla tam anlamıyla başaramayacağımız bir işe imza atmaları, zamana direnmiş olmalarıdır.

İyi korunmuş bir klasik araba bugün bizim için iyi ağırlanması gereken, geçmişten gelen çok özel bir zaman yolcusu gibidir. Onlar üretildikleri zamanın zevklerini estetiğini, sosyal, ekonomik ve siyasi gelişmelerini kitap gibi anlatan referans kaynaklarıdır. Çoğumuza hiç yaşamadığımız dönemleri özletir.

Elbette, klasik otomobili bir tablo, bir heykel gibi sanat eseri olarak ve neticesinde bir yatırım aracı olarak değerlendirmek de mümkün. Peki, her otomobil geçen zamanla beraber klasik olur mu? Dünya Antika Otomobil Federasyonu'nun (FİVA) tanımına baktığınız zaman, 30 yaşını aşmış her otomobil klasiktir. Fakat, bir döneme ait her otomobil bugün açık artırmalarda veya fuarlarda peşine düşülen, koleksiyonerlerin baş tacı ettiği klasikler haline gelemez. Bu yüzden, otomobilin bazı “imza” karakteristikleri taşıması gerekir. Mehmet Arsay’ın torunu ve 20 yıldır faaliyetlerine devam eden Mehmet Arsay Klasik Otomobil Müzesini’nin yöneticisi Tuna Arsay şöyle diyor, “Sokağa çıktığınızda dikkat edin, hangi otomobil sizde bakma hissi uyandırıyor? Onu da geçtim, bir otomobil almak isteseniz ne renk alacaksınız? Hep aynı... O dönemin otomobilleri sanat eseri gibiydi. Bu nedenle bugünkülerin hiçbiri klasik olamaz. Tabii birkaçı haricinde. Ferrari’nin elle üretim yaptığı birkaç otomobili var; Ferrari zaten klasik doğar, onlar ileride mutlaka klasik olacaktır. Birkaç Bentley, birkaç Rolls-Royce belki... Ama standart, herkesin kullanabildiği otomobiller ileride klasik olamaz.”

Otomobillerin hepsinin üretildikleri döneme ait ruhları ve estetik özellikleri var. 1950’li yıllara baktığımızda o dönemde bütün dünya uzayla, roketlerle, uçaklarla meşgul. Bu nedenle o dönemdeki otomobillerin armaları uçak şeklinde, ön grilleri ise füze şeklinde karşımıza çıkıyor. Kısaca, sadece “oldtimer” olmak yetmiyor. Dönemin özelliklerini tıpkı bir sanat eseri gibi gövdesinde taşıyan, belli sayıda üretilmiş, orijinal parçalarını kaybetmemiş veya restorasyonunda orijinale sadık kalınmış ve çoğunlukla o dönemde öne çıkan araçlar bugün en değerli klasikleri oluşturuyor. Hatta, döneminde kötü sayılması ya da üretiminin durması dahi bir kriter olabilir. Bununla beraber, elbette klasik arabalarda da belli bir noktaya kadar zevkler ve renkler tartışılmıyor ve faklı kulüp ve organizasyonlar farklı standartlar getiriyor.

Bütün bu araçlar, taşıdıkları farklı özellikler ve dönemleri sayesinde “koleksiyon arabaları” (collector cars) üst kategorisine dahiller.

Klasik otomobil ile karıştırılan bazı kavramlardan da bahsetmek isterim. Klasik otomobil, en az 30 yaşındakilere; antika otomobil, 45 yaşın üzerindekilere; vintage otomobil ise 1919 ve 1930 yılları arasında üretilen arabalara verilen isimler. Nispeten eski ve çok nadide bir araba, klasik araba kategorisine girmeden çok değerli bir koleksiyon otomobili olabilir. Tıpkı, 2006 Ford GT40 gibi. Ford, bu aracı 1966-1969 Le Mans 24 Saat şampiyonu 60 model GT40’ın yenilenmiş versiyonu olarak ve bu yarış aracına bir saygı nişanesi olarak sınırlı sayıda (4038 adet) üretti. Klasik kategorisinde olmayan bu araç son derece değerli bir koleksiyon arabası.

Bu bilgilerin ardından, çeşitli dönemlere ait gelmiş geçmiş en sevilen 10 klasik arabaya (güzelliğe) bir göz atalım:

1. Jaguar E-Type

Listenin birinci sırasında yer alan Jaguar E-Type için Enzo Ferrari o zamanlar “Üretilmiş en güzel araba,” diyor. Haksız da değil. 1955-1957 yılları arasında üç defa Le Mans şampiyonu olmuş bu çekici İngiliz, Jaguar’ın o günün şartlarında neler yapabileceğini dünyaya göstermiştir. Dönemin elegan, şık ve çarpıcı tarzını en iyi biçimde yansıtan E-Type, Ferrari’den daha hızlıydı ve üçte bir fiyatına satıldı. Böyle olunca, dönemin en çok sevilen spor arabası olarak gönüllere taht kurdu. Jaguar, iç donanımda sürekli revizyonlar yapıp dış tasarımın güzelliğini bozmadan 70’lerin ortasına kadar bu aracı üretmeye devam etti. Böylelikle hem zamanın ruhunu koruyup hem de değişen ihtiyaçlara cevap vermiş oldu.

Jaguar E-Type

Jaguar E-Type için Enzo Ferrari o zamanlar “Üretilmiş en güzel araba,” diyor. Haksız da değil. 1955-1957 yılları arasında üç defa Le Mans şampiyonu olmuş bu çekici İngiliz, Jaguar’ın o günün...

2. Porsche 911 Klasik

Tıpkı E-Type gibi Porsche 911 de klasik arabaseverlerin görür görmez tanıyacağı bir araba.

Meşhur Ferrari 356’nın varisi olan 911, onun çok daha geniş ve güçlü bir versiyonu olarak piyasaya sürüldü. İlginç bir bilgi olarak, Porsche bu aracı başta 901 olarak adlandırmak istese de, Peugeot üç haneli ve ortasında sıfır geçen tüm model adlarını tescillediği için 911 ismi verilmiştir.

Elbette bugünkü turbo motorlardan çok farklı olmasına rağmen, kendi atalarının %50 üzerinde performansı ile o dönemde büyük ses getirmişti. Orijinal 911’in üretimi 1989 yılında durmuş olsa da bugün Carrera RS, Porsche 911’in varisi olarak adını yollara yazmaya devam ediyor.

Porsche 911 Klasik

Porsche 911 klasik arabaseverlerin görür görmez tanıyacağı bir araba.Meşhur Ferrari 356’nın varisi olan 911, onun çok daha geniş ve güçlü bir versiyonu olarak piyasaya sürüldü. İlginç bir bilgi olarak,...

3. Volkswagen Beetle

“Halkın arabası” Volkswagen Beetle listemizde üçüncü sırada. Dünyanın en çok satmış arabalarından biri olan, orijinal adıyla Volkswagen Type-1, her Alman’ın alabileceği dört koltuklu bir araç olmak gibi oldukça mütevazi bir hedefle yola çıkmış ve 80 yıl boyunca gördüğü ilginin ve popülerliğin keyfini çıkarmıştır. Beetle, günlük hayatta hala torunlarını görebildiğimiz klasiklerdendir ve gücünü basitlikten, sadelikten almıştır.

Volkswagen Beetle

Alman otomotiv devi Volkswagen’in bu günlere gelmesini sağlayan ve markanın sembol modeli olan Volkswagen Beetle’in ortaya çıkışı günümüzden yaklaşık 100 yıl öncesine kadar dayanıyor. Klasik Beetle olarak lanse edilen otomobil...

4. Lamborghini Miura

Lamborghini Miura, Grand Tourer; süper otomobillerin atası. Nasıl anarsanız anın, bugün 55. yaşını kutlayan Miura, 1966 yılında piyasaya sürülmüş ve “dünyanın en hızlı seri üretim arabası” olarak tahta oturmuştur. Sadece Marcello Gandini’nin tasarladığı çarpıcı görünümü ve hızı değil, ilk defa motorun aracın ortasına yerleştirildiği radikal dizaynıyla yarış arabalarından ilham almış ve süper otomobil konseptini başlatmıştır. Yol otomobilleri için tamamen yabancı ve yeni olan bu fikir ile herkesi şok etmiştir desek, abartmış olmayız.  O zamana kadar önden çekişli, Ferrari benzeri motora sahip sedanlar satan Lamborghini’nin kurucusu Ferruccio Lamborghini, Miura'yı üretmeyi hiç istememişti. Üç mühendisin ikna etmesiyle radikal bir şekilde tasarlanan ve sadece şasesi ile aktarma organları 1965 yılında Turin Autoshow’a götürülen Miura, herkes tarafından yenilikçi bulundu. Sergilenmesinin ardından siparişlerin ardı arkası kesilmedi.

Lamborghini Miura

Lamborghini Miura, Grand Tourer, süper otomobillerin atası, nasıl anarsanız anın, bugün 55. yaşını kutlayan Miura, 1966 yılında piyasaya sürülmüş ve “dünyanın en hızlı seri üretim arabası” olarak tahta oturmuştur.Sadece...

5. Bugatti Type 57 SC

1935-1938 yılları arasında sadece dört adet üretilen Bugatti Type 57SC, gelmiş geçmiş en çekici arabalardan biri. Dönem filmlerinin vazgeçilmez arabalarından olan Type 57SC, Bugatti’nin Aerolithe konsept arabası ile aynı tarza sahip ve Ettore Bugatti’nin oğlu Jean Bugatti tarafından dizayn edilmiş.

Type 57SC, zamanının en güçlü arabarından biri. Üretilen dört arabadan üçü bugün hala korunuyor. Kalan Bugatti ise İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’da kaybolmuş. İki araç aktif olarak şovlara katılıyor ve ödüller toplamaya devam ediyor. Son olarak, araçlardan birinin 2010 yılında 20 milyon İngiliz sterlinine satılarak dünyanın en pahalı arabaları arasında üst sıraya yerleştiğini de ekleyelim.

Bugatti Type 57 SC

1935-1938 yılları arasında sadece dört adet üretilen Bugatti Type 57SC, gelmiş geçmiş en çekici arabalardan biri.Dönem filmlerinin vazgeçilmez arabalarından biri olan Type 57SC, Bugatti’nin Aerolithe konsept arabası ile aynı...

6. Aston Martin DB5

Böyle bir listede James Bond’un arabası Aston Martin DB5’ten bahsetmemek mümkün değil tabii ki. Bu nadide sanat eseri, 1964 yapımı James Bond filmi Goldfinger’de yer almıştır. En ünlü Bond otomobilidir. DB4’ün son serisinin gelişmiş versiyonu olan DB5, İtalyan karoser ustası Carrezzoria Touring Superleggara tarafından tasarlanmış ve 1963’te piyasaya sürülmüş bir Grand Tourer’dir. Kendine saygısı olan her ajanın kullanmak isteyeceği DB5'e, rahatlıkla saatte 145 mil hıza ulaşsa da hiçbir zaman bir spor araba muamelesi yapılamaz. Elektrikli pencereleri, özel döşemesi ve diğer birçok özelliği ile daha çok 2+2 bir lüks araçtır.

Aston Martin DB5

Bu nadide sanat eseri, 1964 yapımı James Bond filmi Goldfinger’de yer almıştır ve en ünlü Bond otomobilidir.DB4’ün son serisinin gelişmiş versiyonu olan DB5, İtalyan karoser ustası Carrezzoria Touring Superleggara...

7. Ford Model T

Henry Ford, 1903 yılında Ford Motors’u kurduğunda aklında hep ‘herkesin ulaşabileceği bir araba’ vardı. Bunun için ilk büyük girişimini 1906 yılında birkaç mühendis ile gizli olarak hayata geçirmiş ve Ford Model T üzerinde çalışmaya başlamıştır. Elbette, o zamana kadar pek çok araba üzerinde çalışmış ve hepsini alfabetik olarak adlandırmıştır. Piyasaya sürülen arabanın T harfi ile kodlanması, öncesinde ne kadar uzun bir deneme yanılma süreci olduğunu bizlere gösteriyor. Bu model üzerinde çalışırken Ford, “En iyi malzemeyi kullanarak, en iyi mühendislerle büyük topluluklar için bir araba inşa edeceğim” demiş ve eklemiştir, “Bu araba, bir at arabası alabilen herkesin alabileceği fiyatta olmalıdır,”. İlk Ford Model T, 1908 yılında 800 dolara satışa çıkmıştır. Fakat 1913 yılında şirket çığır açan bir seri üretim sistemi ile o dönemde dünyada üretilenden daha fazla otomobil üretebilmiştir. Böylelikle Model T'nin fiyatı 300 dolara kadar düşmüştür. Dünya ekonomisi ve sosyo-ekonomik düzen açısından da önemli bir dönüm noktası olan bu kısa hikâyeye yer verdikten sonra Ford Type T’nin 1913 ve 1927 yılları arasında tam 15 milyon adet üretildiğini de belirtmek isterim. Bu arabayla birlikte Ford’un Amerika, İngiltere ve Avrupa’nın kalanında hakimiyeti başlamıştır.

Ford Model T

Henry Ford, 1903 yılında Ford Motors’u kurduğunda aklında hep ‘herkesin ulaşabileceği araba’ vardı. Bunun için ilk büyük girişimini 1906 yılında birkaç mühendis ile gizli olarak hayata geçirmiş ve Ford Model...

8. Ferrari 250 GTO

Dünya çapında tanınan klasiklerden biri olan Ferrari 250 GTO, aynı zamanda dünyada bir açık artırmada en yüksek fiyata satılmış araçlardan biridir (70 milyon dolar). Kendinden sonra gelen tüm diğer Ferrarilere ilham veren 250 GTO, kendi zamanında da rekabeti zorlamıştır. 1962-1964 yılları arasında yalnızca 36 adet üretildiğini düşünürsek, bugün hepsinin hala iyi kondisyonda ve iyi korunmuş olması şaşırtıcı. Özellikle de bu araçların rekabetçi tarihi göz önüne alındığında, kazasız ve orijinal olmaları mucize gibi görünüyor. Aerodinamik açıdan avantajı artırmak için yere oldukça yakın tasarlanmış ve motoru da aynı sebepten arka kısma ve yine mümkün mertebe aşağı yerleştirilmiştir. Pek çok araba meraklısına göre, hafiften göz dağı veren fakat aynı zamanda tam bir zerafet örneği dış tasarımı, hızı, gücü ve özellikle de çok yönlülüğü ile 250 GTO, üretilen en güzel Ferrari.

Dünya çapında tanınan klasiklerden biri olan Ferrari 250 GTO, aynı zamanda dünyada bir açık artırmada en yüksek fiyata satılmış araçlardan biridir (70 milyon dolar). Kendinden sonra gelen tüm diğer Ferrariler’e...

9. Mercedes-Benz 300 SL Gullwing

Dünyanın ilk süper otomobili, Mercedes 300SL Gullwing ile tanışmadan olmaz. Başlangıçta Mercedes’in hiçbir şekilde seri üretime almayı planlamadığı, 1952-1953 arasında yarış arabası olarak üretilen 300 SL, Mercedes-Benz’in resmi ithalatçısı Maxi Hoffman’ın sonsuz çabalarıyla 1955-1963 yılları arasında spor otomobil olarak üretim bandında yerini aldı. Yarış arabası versiyonuyla sayısız yarışta birinci olan bu hız canavarı, dönemin getirdiği kaynak kıtlığı ve sıfırdan araba yapmanın zorluğu nedeniyle revize edilip halka hitap eder hale getirildi. Çünkü, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya oldukça yorgundu ve teknolojik anlamda otomobil dünyasında kendisini ileri taşıyacak yeni bir aracı yapacak zaman ve olanakları yoktu. Piyasa kızışmış, sadece hızlı veya güçlü değil, hafif araçlar da ilgi görmeye başlamıştı. Dolayısıyla Mercedes ve Almanya, eski üretim en iyi parçaları toplayarak otomobil üretme yoluna gitti.

Gullwing’in imzası olan yukarı doğru açılan kanatları, aslında teknik zorluklardan, aracın şasesinin yüksekliğinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak araç, belli başlı teknik sıkıntıları olsa da beklenenin çok üzerinde bir performans sergiledi ve bugün klasik araba meraklılarının hayalini kurduğu efsane klasiklerden biri haline geldi.

Mercedes-Benz 300 SL Gullwing

Başlangıçta Mercedes’in hiçbir şekilde seri üretime almayı planlamadığı ve 1952-1953 arasında yarış arabası olarak üretilen 300 SL, Mercedes-Benz’in resmi ithalatçısı Maxi Hoffman’ın sonsuz çabalarıyla 1955-1963 yılları arasında spor otomobil olarak...

10. Cadillac DeVille

The Godfather, The Untouchables gibi ünlü filmlerde hep bir klasik Cadillac arar gözler. Al Capone da büyük bir Cadillac sevdalısıdır. Cadillac DeVille de hem bu filmlerin aranan arabalarından biri hem de klasik otomobil denince akla gelen ilk tasarımlardandır. Ona "ilk modern Cadillac" diyenler de var, "görmeye değer son Cadillac" diyenler de. DeVille, Cadillac 62 serisinin bir üst modeli ve üst sınıf bir lüks araç olarak piyasaya sürülmüştür. 1959 yılında bir araba galerisine gitseydiniz, en popüler seçenekler Eldorado ve Deville olacaktı diyebiliriz. Oldukça büyük bir araç olan DeVille, o dönem Cadillacların en büyüğüdür ve 1959 gibi erken bir yılda gece görüş sisteminin ilk defa kullanıldığı bir araç olarak büyük de bir fark yaratmıştır. Elbette güçlü motoru, çarpıcı tasarımı ve diğer birçok özelliğinin yanı sıra... Bu araç, Cadillac için bir dönüm noktası olarak kabul edilmiştir. Kendinden sonra gelen modelleri tasarım ve donanım yönünden etkilemeyi başarmıştır.

Cadillac DeVille

The Godfather, The Untouchables gibi ünlü filmlerde hep bir klasik Cadillac arar gözler. Al Capone da büyük bir Cadillac sevdalısıdır. Cadillac DeVille de hem bu filmlerin aranan arabalarından biri hem...

Peki, bu güzellikleri nerelerde görebilirsiniz?

Key Museum

7.000 metrekare alanda dünyanın dört bir yanından 130 otomobilin sergilendiği müze, 2001 yılından beri İzmir’de faaliyet gösteriyor ve yalnızca klasik otomobillere değil, klasik motosikletlere, model arabalara, orijinal ekipmanlara da ev sahipliği yapıyor.

Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi

İstanbul, Tarabya’da bulunan Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi'nde 1920-1970 dönemine ait birbirinden kıymetli klasik otomobillerin yanı sıra aynı döneme ait aksesuarlar da (jant kapakları, reklam panoları, benzin pompaları) sergileniyor. Seçkin davet ve organizasyonlara da ev sahipliği yapan müzede bir de hediye dükkanı bulunuyor.

Mehmet Arsay Otomobil Müzesi

1950’den beri klasik otomobil koleksiyonu yapan Mehmet Arsay tarafından İstanbul Halkalı’da kurulan müze, kendisi gibi klasik sevdalısı olan oğlu Cengiz Arsay tarafından yönetiliyor. Burası aynı zamanda Türkiye’nin ilk özel klasik otomobil müzesi ve ücretsiz. Müzede 1979 model Porsche’dan 1989 model Decouvelle’e kadar değişik markaların dahil olduğu 98 otomobil bulunuyor. İlk katta İkinci Dünya Savaşı öncesi, üst katta ise savaş sonrası arabalar sergileniyor.

Rahmi M. Koç Müzesi

Askeri uçak, gemi, at arabası ve tramvay gibi aklınıza gelebilecek tüm araçları görebileceğiniz müze, 27.000 metrekare alana kurulmuş oldukça geniş bir kompleks. Açıkhava ve Hasköy Tersanesi şeklinde iki bölümden oluşuyor ve birçok klasik otomobil de burada görücüye çıkıyor. Araba meraklısı iseniz Rahmi M. Koç Müzesi muhakkak gezmeniz gereken yerlerden biri.

13.08.2021
İlgili İçerikler

Türkiye’de geçmişten bu yana sıfır otomobil almak hep pahalı bir tercih oldu. Durum böyle olunca, ikinci el otomobil almak, ülkenin...

Benzer İçerikler

D-SUV ya da D segmenti SUV otomobillere geçmeden önce D segmenti otomobillerin Avrupa’nın en büyük araç sınıfı olduğunu söyleyerek söze...

Elektrikli otomobiller, son yıllarda otomotiv endüstrisinde giderek daha fazla popülerlik kazanan ve geleneksel içten yanmalı motorlu araçlara alternatif bir seçenek...

Ülkemizde B-SUV ya da B segment crossover otomobiller olarak tanımlanan araç grubuna ilgi her geçen gün artıyor. B-SUV modellerine olan...

Türkiye şartlarına en uygun SUV hangisi, kişisel ihtiyaçlarınıza ve tercihlerinize bağlı olacaktır. Ancak, Türkiye'de yaygın olarak tercih edilen SUV modelleri...

Hepimizin bildiği üzere, otomobil dünyası tam bir derya deniz. Ucu bucağı olmayan bu dünyada, belirli tanımlamalar yapmak ve kategorize etme...