Başlangıçta Mercedes’in hiçbir şekilde seri üretime almayı planlamadığı ve 1952-1953 arasında yarış arabası olarak üretilen 300 SL, Mercedes-Benz’in resmi ithalatçısı Maxi Hoffman’ın sonsuz çabalarıyla 1955-1963 yılları arasında spor otomobil olarak üretim bandında yerini aldı.
Yarış arabası versiyonuyla sayısız yarışta birinci olan bu hız canavarı, dönemin getirdiği kaynak kıtlığı nedeniyle halka hitap eder hale getirilemedi diyebiliriz. Çünkü, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Almanya oldukça yorgundu ve teknolojik anlamda otomobil dünyasında kendisini ileri taşıyacak yeni bir aracı yapacak zamanları da olanakları da yoktu. Piyasa kızışmış, sadece hızlı veya güçlü değil, hafif araçlar da ilgi görmeye başlamıştı. Dolayısıyla Mercedes ve Almanya, eski üretim en iyi parçaları toplayarak otomobil üretme yoluna gitti.
Gullwing’in imzası olan yukarı doğru açılan kanatları, aslında teknik zorluklardan, aracın şasesinin yüksekliğinden kaynaklanıyor. Sonuç olarak araç, beklenenin çok üzerinde bir performans sergiledi ve bugün klasik araba meraklılarının hayalini kurduğu efsane klasiklerden biri haline geldi.
Mercedes için klasik otomobil söylemini kullandığımız her an Gullwing hem gözümüzün önünden hem de gönlümüzden muhakkak geçecektir.