Yüz binlerce okura göre dünyanın gelmiş geçmiş en usta yazarlarından biri olan Stefan Zweig, son derece trajik bir yaşam öyküsüne sahip. İki dünya savaşına da tanıklık etmiş ve bu savaşlar nedeniyle hem anavatanından hem de ana dilinden kopmak zorunda kalmış olan usta yazar, savaş karşıtı görüşlerini de neredeyse tüm eserlerinde vurgulamış. Zweig’ın eserlerinde ne kadar ustalıklı psikolojik tahliller ve karakter çözümlemeleri yaptığı, zaten tüm okurlarının malumu. 1942 yılında okurlarla buluşan Dünün Dünyası ise, çoğunlukla uzun öykülerini ve biyografilerini okuduğumuz Zweig’ın külliyatında biraz daha farklı bir noktada duruyor. Çünkü Zweig bu eserinde bu kez kendi yaşam öyküsünü anlatıyor. Tam ismi Dünün Dünyası: Bir Avrupalının Anıları olan eser, ülkemizde Can Yayınları, Martı Yayınevi ve İletişim Yayınları etiketleriyle raflardaki yerini alıyor. Sayfa sayısı baskıdan baskıya değişiklik gösterse de eserin ortalama 470-550 sayfa uzunluğunda olduğunu söylemek mümkün.
Zweig, anlattıklarının bir kırıntısını bile kendisinden sonraki kuşaklara aktarabildiği takdirde boşuna yaşamış sayılmayacağını düşünen bir yazar. Dünün Dünyası’nda da kendisinin gözünden 19. yüzyıl Avrupa’sının sakin ikliminde yetişip bir anda kendisini 20. yüzyıl başlarının korkunç atmosferinin içinde bulan bir kuşağın yaşadığı trajediyi anlatıyor. Geçmiş ve bugün arasındaki tüm köprülerin yerle bir olduğu bu dönemde peş peşe patlayan iki dünya savaşının; milyonlarca insanın vatanından, ana dilinden, çevresinden ve yuvasından nasıl kopmasına sebep olduğunu aktarıyor.