Clarissa, usta yazar Stefan Zweig’ın intiharından önce üzerinde çalıştığı son eseri. Ancak 1942 yılında yaşamını sonlandırmasının ardından bu eser yarım kalmış ve ancak 39 yıl sonra gün yüzüne çıkarılabilmiş. Zweig’ın yayıncısı olan Knut Beck, 1981 yılında eseri bulup tamamladıktan sonra okurlarla buluşturmuş. Bu anlamda Clarissa’nın ilk ve ikinci yarısının hem olay akışı hem de anlatım biçimi açısından birbirinden biraz farklılaştığını söylemek mümkün. Başka bir deyişle, aslında kitabın Zweig tarafından tamamlanmadığı okurlar tarafından da çok net bir şekilde anlaşılabiliyor. Ülkemizde Can Yayınları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ve Martı Yayınları gibi farklı yayınevleri tarafından basılan eserin sayfa sayısı 180-220 sayfa arasında değişiklik gösteriyor.
Clarissa’da, 1902 yılından I. Dünya Savaşı’nın başlamasına kadar geçen süreçte dünyanın girdiği kaotik ve korkunç atmosfer, Clarissa isimli genç bir kadının gözünden anlatılıyor. Babası bir subay olan Avusturyalı Clarissa, eğitimini bir manastır okulunda tamamladıktan sonra bir sinir hastalıkları uzmanının yanında işe başlıyor. Bu süreçte Lozan’da katıldığı bir kongrede Fransız bir öğretmenle tanıştıktan sonra aşkı buluyor. Aşkı karşılıksız kalmayan genç kadın, sevgilisinden savaşın patlak vermesi nedeniyle ayrı kalmak zorunda kalıyor. Daha da kötüsü, bu ayrılığın ardından hamile olduğunu öğreniyor ve savaş, karnındaki bebeğin babasını artık onun düşmanı olarak konumlandırıyor. Savaşın paramparça ettiği Avrupa’da bebeğini doğurma mücadelesi veren genç kadının öyküsü, aynı zamanda bir toplumun nasıl korkunç bir atmosferde histeriye sürüklendiğini de anlatıyor.