Avusturyalı milyarder Dietrich Mateschitz 22 Ekim 2022 tarihinde hayatını kaybetti. 78 yaşında, basından sızan haberlere göre pankreas kanserinden yaşamını yitirdiği bilinen Dietrich Mateschitz, ölümünün ardından tüm dünyanın adını duyduğu ve bildiği bir isim haline geldi. Pek tabii ki Mateschitz iş dünyasında, girişimciler arasında ve spor dünyasında çok ünlü bir isimdi. Bu alanların dışına çıkmayı pek sevmeyen iş insanı zaman zaman ekranlarda ve basında görünüyor olsa da çok fazla ön plana çıkmayı tercih etmiyordu. Dietrich Mateschitz 78 yıllık hayatını daha çok yeni fikirler keşfederek ve önemli yatırımlar yaparak geçirdi.
Mütevazı bir hayat süren ve magazinsel olaylardan uzak duran Dietrich Mateschitz ülkesi Avusturya’nın en zengin iş insanı olarak biliniyor. Ünlü milyarderin şahsi servetinin 25,4 milyar Amerikan Doları civarında olduğu söyleniyor. Dietrich Mateschitz’e bu serveti getiren en büyük girişimi olan Red Bull GmbH’nin bugünkü piyasa değeri ise kendi servetinden çok daha fazla. Evet, Dietrich Mateschitz’e bu paraları kazandıran pek çoğumuzun yakından tanıdığı Red Bull enerji içeceği şirketi ve buna bağlı yatırımlar oldu. Dünyada bu tür içeceklerin henüz çok iyi bilinmediği zamanlarda Mateschitz’in bu çılgın girişimi bir devrin başlangıcı oldu. Red Bull, şirketin kuruluşundan yaklaşık 37 yıl sonra, 2021 yılında 9.8 milyar kutu enerji içeceği satarak rekor kırdı. Bu satış rakamları ve şirketin açıkladığı kar Dietrich Mateschitz’in ne denli önemli bir girişimci ve dahi olduğunu bizlere gösterdi.
Red Bull efsanesini yaratan isim olarak bilinen Dietrich Mateschitz 20 Mayıs 1944 tarihinde, dönemin Nazi Almanyası yönetimindeki, Avusturya’nın Steiermark eyaletinde bulunan küçük bir belediye olan Sankt Marein im Mürtzal’da doğdu. Mateschitz’in doğduğu topraklar II. Dünya Savaşı sonrası Avusturya hükümetinin yönetimine geçti. Böylece Dietrich Mateschitz Avusturya vatandaşı oldu. Ünlü ismin ailesinin kökeninin ise Sloven ve Hırvat soyundan geldiği biliniyor.
Lise eğitimini tamamladıktan sonra Viyana Ekonomi ve İşletme Üniversitesi Pazarlama Bölümü’ne giren Dietrich Mateschitz’in hayatındaki ilk dönüm noktası bu okulu kazanması oldu. Pazarlamaya ve girişimciliğe olan yeteneğini okul döneminde keşfeden Dietrich Mateschitz, aynı zamanda ekstrem sporlara ilgi duyduğunu da üniversite yıllarında fark etti. Büyükşehirde olmak Dietrich Mateschitz’e daha önce bulamadığı imkanları sağladı. 1972 senesinde pazarlama bölümünü bitiren Avustralyalı iş insanı okulun hemen ardından iş dünyasına atıldı.
Uzun bir üniversite dönemi geçiren Dietrich Mateschitz iş hayatına dünyanın en ünlü markalarından biri olan Unilever’de başladı. Burada bir süre pazarlama departmanında çalıştıktan sonra Almanya’nın dev kozmetik markalarından biri olan Blendax’a geçen Dietrich Mateschitz’in kariyerinin ikinci dönüm noktası da bu şirkette çalıştığı döneme denk geldi. Blendax’ın o yıllarda yeni piyasaya sürdüğü diş macunu ürünlerini tanıtmak için Asya’ya ziyaretler gerçekleştirmeye başlayan Dietrich Mateschitz bu seyahatlerin birinde inanılmaz bir ürün keşfetti. Tayland’a yaptığı uçak yolculuklarında Avrupa ile Asya arasındaki yerel saat farkı nedeniyle çok sık jetlag’a (uçuş sersemliği) yakalanan Dietrich Mateschitz bu duruma iyi gelen bir içecek ile karşılaştı. Tayland piyasasında satılan ve ileride Dietrich Mateschitz’in ortağı olacak Chaleo Yoovidhya tarafından üretilen “Krating Daeng” ismindeki enerji içeceği Dietrich Mateschitz’in çok dikkatini çekti. Bu içeceğin batı dünyasında da içilebileceğini ve insanların buna talep göstereceğini düşünen ünlü iş insanı hemen Chaleo Yoovidhya ile irtibata geçmenin yollarını aramaya başladı.
1982 yılında yaptığı Tayland seyahati sonrasında Yoovidhya ile iletişime geçen Dietrich Mateschitz fikrini Taylandlı iş adamına kabul ettirmeyi başardı. Bu anlaşma sonrası kendi işini bırakan Mateschitz tamamen enerji içeceği işine odaklandı. “Krating Daeng” ismindeki içeceğe Tayland’da “Red Gaur” da deniyordu. Bu isim Güneydoğu Asya’da yaşayan bir bizon türünden geliyordu ve “Red Gaur”dan çok etkilenen Dietrich Mateschitz batıda satmayı planladıkları içeceğe “Red Bull” adını verdi. 1984 yılında Yoocvidhya ile Red Bull GmbH’yi kuran Dietrich Mateschitz ilk etapta büyük bir hayal kırıklığına uğradı. 1987 yılında ilk ürünlerini piyasaysa süren Red Bull Avusturya’da hiç sevilmedi ve insanlar bu içeceğe alışamadı. Taylandlı ortağı ile enerji içeceği işine 500’er bin Amerikan Doları yatıran Avusturyalı iş insanının Red Bull projesi 3 yıl içinde yaklaşık 2 milyon dolar zarar etti. Red Bull’un Almanya gibi ülkelerde içeriğinden dolayı yasaklı içecekler arasına alınması bir anda içeceğin kaderini değiştirdi. İnsanlar başta Almanya’dan olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinden Red Bull almak için Avusturya’ya geldi. Bu başarıdan hemen sonra Dietrich Mateschitz bu içeceğin reklamını “kulaktan kulağa yayma yöntemi” ile yapmak için kolları sıvadı. Önce üniversitelerde içeceğin dağıtılmasını sağlayan ünlü iş insanı daha sonra barmenlere kokteyllerde Red Bull kullanmaları için ziyaretlerde bulundu ve ücretsiz tanıtım ürünleri dağıttı. Bu girişimler Mateschitz’in düşündüğünden çok daha başarılı oldu ve Red Bull bir anda dünyanın en popüler içecekleri arasına girdi. 1992 yılında çekilen Leonardo Da Vinci’nin olduğu reklam filmi Red Bull’un tanınırlığını ikiye katladı. Artık Dietrich Mateschitz’in ve markasının önü açık görünüyordu.
Red Bull reklamların etkisiyle Avusturya’dan ziyade Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde daha popüler hale gelip, yasaklamalar da kalkınca Dietrich Mateschitz milyoner olma yolunda ilk adımları atmaya başladı. Üstelik Red Bull’un % 49’luk kısmı yalnızca ünlü iş insanına aitti. Diğer % 51’lik kesim içeceği bulan Taylandlı Yoocvidhya’nın himayesinde bulunuyordu. Bu oran günümüzde de değişmedi. Yoocvidhya 2012 yılında hayatını kaybetmiş olsa da onun hisselerinin yönetimi Tayland’da kaldı.
Dietrich Mateschitz genç yaşlarından beri ekstrem sporlara ve özellikle Formula 1’e büyük hayranlık duyuyordu. Hem Red Bull markasını çok daha büyük bir dev haline getirmek hem de Formula 1’de bir takım sahibi olma arzusuna ulaşmak için çalışmalara başladı. Red Bull ve Dietrich Mateschitz’in Formula 1 ile ilk teması 1995 yılında, Avustralyalı yarış pilotu Gerhard Berger’e sponsor olmasıyla başladı. Daha sonra Red Bull dönemin iddialı takımlarından Sauber’in % 60 hissesini satın aldı; ancak bu birliktelik çok sağlıklı ve uzun sürmedi. Sauber F1 takımı ile Dietrich Mateschitz arasında çıkan anlaşmazlıklar bu ortaklığın 2001 yılında sonlanmasına neden oldu.
F1’den asla kopmak istemeyen Dietrich Mateschitz bir yandan Red Bull’u bir içecek devi haline getirecek kampanyalar ve reklamlar ile ilgilenirken bir yandan da spor yatırımlarını çeşitlendirme kararı aldı. Çünkü Dietrich Mateschitz spor ve enerji içeceği birlikteliğinin büyük bir reklam malzemesi olacağını düşünüyordu. Formula 1’in yanında rüzgar sörfü, kaykay, futbol, motosiklet, plaj voleybolu ve ralli gibi pek çok branşa yatırımlar yapan Red Bull zaman içinde dünya devi haline geldi. Bugünlerde Red Bull markası e-spor da dahil olmak üzere neredeyse tüm spor branşlarında sponsorluklar veriyor.
Bu sponsorlukların başlangıcı Berger ile başlayıp Sauber macerasında bir hüsranla sonuçlansa da Dietrich Mateschitz 2004 yılında çok özel bir girişime imza attı. Ford Company yönetiminde olan ve kötü günler geçiren Jaguar F1 takımını yalnızca 1 dolar gibi sembolik bir ücrete satın alan Dietrich Mateschitz, bugünkü Red Bull F1 efsanesinin başlamasını sağladı. Ünlü yatırımcı bununla da yetinmedi ve 2005 yılında Minardi takımını satın alarak takımın adını Scuderia Toro Rosso’ya dönüştürdü. Her ne kadar bu takım İtalyan menşeli görünüyor olsa da Dietrich Mateschitz’in takımıydı ve Red Bull F1 takımıyla birlikte hareket ediyordu. Günümüzde Alpha Tauri olarak adı değişen yapı Dietrich Mateschitz’in çok sevdiği Formula 1’de iki takımla yarışmasını sağladı. Ünlü iş insanı 1 dolara aldığı takımı çok uzun bir zaman geçmeden Formula 1’in zirvesine taşıdı. Önce Sebastian Vettel ile gelen şampiyonluklar daha sonra ise Max Verstappen’in üst üste elde ettiği iki şampiyonluk Red Bull Racing’in tarihe geçmesini sağladı.
Dietrich Mateschitz ve Red Bull’un spora olan yatırımları daha sonra da devam etti. FC Red Bull Salzburg, Red Bulls New York, Red Bulls Leipzig ve Red Bull Brasil gibi önemli futbol takımlarına sahip olan Dietrich Mateschitz futbolun dünyadaki popülerliğini kullanarak Red Bull’u spor dünyasının zirvesine taşıdı. Bir yandan da Avusturya’da medya ve inşaat sektörüne atılan Dietrich Mateschitz bu kadar ünlü bir figür olmasına ve kendi medya şirketinin olmasına rağmen fazla göz önünde olmamayı seçti. Hatta Red Bull Racing F1 takımının yarışlarının pek çoğunu evinde televizyondan takip etti. Takımı emanet ettiği Christian Horner ve Helmut Marko’ya çok güvenen Dietrich Mateschitz’i Formula 1 severler Max Verstappen’in şampiyon olduğu 2021 sezonunda padokta gördüler.
Dietrich Mateschitz sporla bu denli içli dışlı olduktan sonra Red Bull'un reklamını diğer platformlarda da yapmayı ihmal etmedi. 2012 yılında “Felix’in uzaydan atmosfere atlayışı” olarak adlandırılan hadisenin canlı yayınına sponsor olan Red Bull, bu proje için 50 milyon Amerikan Doları harcarken toplamda 6 milyar dolara eş değer bir reklam yapmayı başardı. Dietrich Mateschitz böyle daha birçok başarının arkasındaki yegane isimdi.
Özel hayatında daha önce de bahsettiğimiz üzere son derece mütevazı bir insan olan Dietrich Mateschitz ömrü boyunca hiç evlilik yapmadı. Ünlü girişimcinin 1993 yılında dünyaya gelen bir oğlu bulunuyor. Son açıklanan rakamlara göre dünyanın en zengin 26. kişisi olduğu bilinen Dietrich Mateschitz hayatının büyük kısmını Avusturya’da geçirdi. Kendisine ait büyük bir ada satın almış olmasına rağmen Fuschl am See kasabasında yaşayan Dietrich Mateschitz, 2022 yılında hayatını kaybetmiş olması spor ve iş dünyasında büyük yankı buldu. Dietrich Mateschitz’in ölümünden çok kısa bir süre sonra ABD’nin Teksas eyaletinde gerçekleştirilen Formula 1 yarışı öncesinde gerekli anmalar yapıldı ve Mateschitz’in fotoğrafı ekranlara yansıtıldı.
Özkan Bey öncelikle olumlu yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Okurların içeriği beğenmeleri, sevmeleri bizleri de sevindiriyor. Dietrich Mateschitz'i ben de uzun süredir tanımıyorum aslında. Formula 1'in geçtiğimiz sezonunda Max ilk şampiyonluğunu alınca kutlamalarda görmüştüm. Red Bull garajında pek yer almıyor kendisi. Daha doğrusu içerikte de bahsettiğim gibi hiçbir zaman ilk planda olmayı ve ekranlarda yer almayı tercih etmedi. Bu nedenle pek çok insan onu tanımıyor; ancak yarattığı dev markayı ve spora olan desteğini çok iyi biliyor. Aynı zamanda sizin de dediğiniz gibi Mateschitz tam bir pazarlama dehası. Onun gibileri dünyaya çok az geliyor. Bu vesileyle Dietrich Mateschitz'e tekrar saygılarımızı sunmuş olalım.