Nissan Hakkında
Hiç şüphesiz Nissan, otomotiv ve teknolojinin öncü ülkelerinden Japonya’nın en önemli markalarından biri durumunda. Ancak marka, bu günlerine kolay gelmedi ve birçok zorlu süreci atlatmak zorunda kaldı. Bir yandan da kalitesini ve ismini korumaya çalıştı. Bugün, halen dünya otomotiv sektörünün önemli markaları arasında yer almasının ardında büyük bir emek yatıyor.
1910 yılında Kenjiro Den ve ortakları tarafından kurulan Kaishinsha Motorcar Work şirketi ile Nissan markasının temelleri atılmış oldu. 1914 yılında şirket ilk otomobilini üretti. 1925 yılında ise şirket, üç ortağın soyadlarının baş harflerinin oluşturduğu, D.A.T Motorcar Company ismini aldı. Japonya pazarında iyi işlere imza atan şirket, yeni ortaklıklar ve anlaşmalar devreye girince bir isim değişikliğine daha gitme kararı aldı. Daha global bir format arayan şirket, 1934 yılından itibaren Nissan markası altında devam etme kararı aldı.
Japonya’nın sanayide lokomotif şehirlerinden Yokohama’da faaliyet gösteren Nissan, 1962 yılına kadar Japonya eksenli bir üretim gerçekleştirdi. Araçları Japonya pazarında alıcı buldu ve iç pazarda yüksek talep görmeye başladı. Hal böyle olunca Nissan yetkilileri, dünya pazarına açılma kararı aldılar. 1962’den itibaren de, Avrupa ülkeleri dahil birçok ülkeye otomobil ihraç etmeye başladılar. 1966 yılında, Prince Motor Company ile birleşen Nissan büyüme adımlarını hızlandırmış oldu. Bu birleşme ile beraber adını daha fazla duyuran marka, 1983 yılında Avrupa’da üretim tesisi kurma çalışmaları kapsamında İspanya’da bir fabrika kurdu. Bu tesisten sonra Avrupa’da başka fabrikalar da faaliyete geçmeye başladı. 1989 yılına geldiğimizde ise Nissan, Infinity alt markasını yaratarak ABD pazarına gireceğini duyurdu. ABD pazarında 1992 yılında Ford ile yapılan ortaklığın da etkisiyle hatrı sayılır bir satış yakalayan Nissan için işler fena gitmiyordu.
Yalnız 1989’dan 1991 yılına kadar, marka için işler iyi gitmemişti. Büyüme hedefleri tamamlanırken, bir yandan anlamsız tasarruf tedbirleri Nissan’ı büyük ölçüde zayıflatmıştı. Bu süreçte, Fransız devi Renault ile yapılan 3 yıllık ortaklık ve geliştirme anlaşması adeta Nissan markasını ipten aldı denilebilir. 1991’de üretilen Micra ile çıkışa geçen şirket, 1993 yılında bu araç ile “Yılın En İyi Otomobili” ödülünü alarak yeniden doğdu.
Sonrasında giderek güçlenen ve üretim rakamları artan Nissan, adını otomobil dünyasına yazdırmayı başardı. Şirket, 2010’lu yılların ortalarında üretim verimliliği açısından Avrupa’nın en iyi markası olmayı başardı. Ayrıca Japonya’nın en büyük ikinci otomobil üreticisi olmayı da başardılar. Nissan markası günümüzde de en büyük üreticilerden biri durumunda ve marka değeri açısından oldukça iyi bir görünüme sahip. Şirket, bu doğrultuda, yeni araçları ile yollarda yerini almaya devam ediyor.
Sürüş Deneyimi ve Performans
Düzgün ve Sessiz Sürüş: E-Power teknolojisi sayesinde Qashqai, elektrikli araçların sunduğu sessiz ve düzgün sürüş deneyimini sunmaktadır. Benzin motorunun sadece elektrik üretmek için kullanılması, geleneksel içten yanmalı motorların aksine, daha az gürültü ve titreşimle sonuçlanmaktadır.
Anında Tork: Elektrik motorunun sağladığı anında tork, hızlanma anlarında etkileyici bir performans sağlamaktadır. Bu, özellikle şehir içi kullanımda ve kalkışlarda avantajlıdır.
Yakıt Verimliliği ve Çevresel Etki
Yüksek Yakıt Verimliliği: Seri hibrit sistemi, geleneksel içten yanmalı motorlu araçlara göre daha yüksek yakıt verimliliği sunmaktadır. Bu, kullanıcıların yakıt maliyetlerini azaltırken aynı zamanda çevresel etkiyi de düşürmelerine olanak tanımaktadır.
Düşük Emisyonlar: E-Power teknolojisi, CO2 emisyonlarını azaltmaya yardımcı olmakta, çevre dostu bir sürüş seçeneği sunmaktadır.
Teknoloji ve Konfor
Gelişmiş Teknolojik Özellikler: Nissan Qashqai E-Power, modern sürücü yardım sistemleri ve bağlantı özellikleri ile donatılmıştır. Bu, aracın güvenliğini ve kullanım kolaylığını artırmaktadır.
Konforlu İç Mekan: Qashqai'nin iç mekanı, geniş ve rahat bir yaşam alanı sunmaktadır. Yüksek kaliteli malzemeler ve ergonomik tasarım, yolcular için konforlu bir deneyim sağlamaktadır.
Tasarım
Modern ve Çekici Tasarım: Qashqai E-Power, Nissan'ın son tasarım dilini takip etmektedir. Aerodinamik gövde yapısı ve modern çizgiler, şehirli ve maceracı karakterini vurgulamaktadır.
Pazar Pozisyonu ve Fiyat
Rekabetçi Fiyat/Değer Oranı: Nissan Qashqai E-Power, sunduğu teknoloji ve yenilikçi güç aktarım sistemiyle, segmentinde rekabetçi bir fiyat/değer oranına sahip olmaktadır. Bu, özellikle yakıt verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik arayan kullanıcılar için çekici kılmaktadır.
Genel olarak, Nissan Qashqai E-Power, yenilikçi seri hibrit teknolojisi ile dikkat çeken bir modeldir. Yakıt verimliliği, düşük emisyonlar ve elektrikli araçların sunduğu sessiz sürüş deneyimi gibi avantajları ile kullanıcılar tarafından olumlu değerlendirilmektedir.
Üstün özelliklere sahip olmasına rağmen nispeten uygun fiyatı Navara’yı rakipleri önünde bir adım öne çıkarıyor. Pick-upların son yıllarda şehir içinde kullanımı da oldukça yaygınlaştığını düşünürsek, Navara tarzı ile de bu segmente en uygun modellerden biri diyebiliriz. Ayrıca bu konforu ve estetiği yük kapasitesini düşürmeden sağladığını da söylememiz gerekir.