Çok az kişinin özellikleri arasında sayılabilecek adanmışlık ve sabır, Güney Afrika’nın demokratik bir şekilde seçilmiş ilk başkanı Nelson Mandela’nın kişiliğini betimlerken kullanılan sıfatlardır. Ulaştığı noktaya giden yol o denli destansıydı ki 2013’te Hollywood, Nelson Mandela’nın hayatını beyaz perdeye taşıdı.
Tıpkı Martin Luther King Jr. gibi Mandela da 20. yüzyılın büyük değişimler yaratan liderlerinden biriydi. Son derece ırkçı Güney Afrika hükümetine karşı barışçıl gösteriler düzenlemekle kalmadı, ırkçılığın sona ermesine sunduğu katkılar sebebiyle de 1993 yılında Nobel Ödülü aldı. Mandela ne bir politikacı ne de bir fırsatçıydı. Kendisi, halkının hayat standardını iyileştirip özgürlük ve eşitlik mesajını tüm uluslara yaymayı hedefleyen bir adamdı.
“Irk ayrımcılığından ve tezahürlerinden iliklerime kadar nefret ediyorum. Hayatım boyunca bununla savaştım. Savaşım hala da sürüyor ve hayatımın sonuna dek de sürecek.”
1918 yılında doğan Mandela, gençlik yıllarında sivil haklar hareketinde yer alırken hayatının 20 yılında ırkçı hükümete karşı gösterilen barışçıl mücadelenin lideri olarak geçirdi. Irkçı rejimi sona erdirme vaadi sonucu 1956’da 150 kişi ile birlikte vatana ihanet suçlamasıyla hapse girdi. Mandela, bu süreç sonunda suçlamalardan beraat etse de gerçek değişime yalnızca silahlı bir mücadele ile ulaşılabileceğini anladı. Afrika Ulusal Kongresi’nin silahlı bir kanadı olan MK hareketiyle ilişkisi, 3 günlük ulusal işçi grevini örgütledikten sonra 1961’de tekrar hapse girmesine neden oldu. Mandela, 1963 yılında siyasi suçlardan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. 27 yılını, acımasız cezalara katlandığı ve tüberküloza yakalandığı hapishanede geçirdi. Bu süre zarfında, Mandela’ya silahlı mücadeleden vazgeçmesi halinde erken tahliye teklif edildi. Ancak, bu kesinlikle reddettiği bir şarttı.
Irkçılığın sona ermesini hedefleyen Güney Afrika’nın yeni Başkanı Frederik Willem de Klerk’in yönetime geçtiğinde Mandela hapisten çıkarıldı. Bu sırada takvimler 11 Şubat 1990’ı gösteriyordu. Mandela artık 72 yaşındaydı. Bir yıl sonra Mandela’nın seçimlere katılma yasağı de Klerk tarafından kaldırıldı ve Afrika Ulusal Kongresi’nin lideri seçildi. Mandela, ülkenin ilk demokratik seçimlerinden sonra 1994’te Güney Afrika’nın ilk siyahi başkanı oldu. Mandela’nın otobiyografisinin başlığı “Özgürlüğe Giden Uzun Yol” ırkçılığı sona erdirmek uğruna bir ömür süren yolculuğu ne kadar da doğru tasvir ediyor değil mi? Tarihte davası için Nelson Mandela’nın ortaya koyduğu çabadan daha fazlasını gösteren bir lider geliyor mu aklınıza? İşte tam bu nedenle, Mandela modern tarihin en ünlü insanlarından biri.
Mandela, 5 Aralık 2013’te 95 yaşında öldü.