Son yılların en özel tasarıma ve donanıma sahip spor otomobillerinden Mclaren P1, ilk olarak 2012 Paris Otomobil Fuarı’nda görücüye çıktı. 2013 yılında ise üretimine başlanıldı. Çıkar çıkmaz ise tatlı bir tartışmaya neden oldu. Mclaren’in efsane modeli F1 ile kıyaslanmaya başladı. İki otomobilin birbirlerine benzer yanları olsa da iki otomobilin tamamen farklı düşünce ile üretildiği gerçeğini değiştirmiyor. Mclaren P1, hibrit çağın başlangıç döneminde önemli bir yenilikle piyasaya çıktı. Şehir içi kullanımı mümkün kılmayı hedefleyen Mclaren, buna özgün bir tasarıma giderken, turbo hibrit motor da P1’e boyut atlatan en önemli gelişme olarak görüldü. Selefi F1 ise safkan bir pist otomobili olarak tasarlanmıştı.
Gelelim Mclaren P1’in tasarımına. Mclaren’in iddiasına göre P1’de kullanılan her bir parça yalnızca gösteriş olsun diye koyulmadı. Tüm parçaların bir işlevi olduğu vurgusu net şekilde yapıldı. Aynı zamanda aerodinamik konusunda çok iş çıkarıldığı belli. Otomobil, bir uçak ya da F1 aracı kadar temiz bir aerodinamik yapıya sahip.
Mclaren P1, turbo hibrit olarak tabi ettiğimiz çift motor teknolojisine sahip. 3,8 L V8 çift turbo + elektrik motor, 903 beygir gücüne ve 900 Nm tork değerine sahip. Tam bir hız makinesi olan P1, 7 ileri şanzıman seçeneği ile satışa sunuldu. Tüm bileşenleri hız ve performans üzerine kurulu otomobilin ulaştığı maksimum hız 350 Km/s olarak biliniyor. 0 -100 Km/s hıza ulaşması ise yalnızca 2,8 sn sürüyor.
Karbon seramik frenleri, özel süspansiyonu, üstün yol tutuşu ve mükemmel aerodinamik yapısı ile Mclaren P1, güvenlik açısından da son derece üst düzey bir araç.
2013 – 2015 yılları arasında üretimi yapılan Mclaren P1’den yalnızca 375 adet bulunuyor. Otomobilin P1 GT olarak farklı bir versiyonunu bulmak mümkün. O versiyondan da sadece 58 adet mevcut. Sınırlı üretim ve kalite bir araya gelince fiyat etiketinin de bir hayli kabardığını hatırlatalım. Milyonlarca dolarlık fiyatı ile Mclaren P1, aynı zamanda dünyanın en pahalı otomobillerinden bir tanesi.