Antik Çağ’da batı coğrafyasında, Thales, Pisagor, Sokrates gibi ünlü düşünürler ortaya çıkmış ve Aydınlanma Dönemi’ni başlatmışlardı. Doğu ise batıdaki gelişmelerden habersiz kendi aydınlanmasını ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Bu aydınlanmanın öncülerinden ve doğunun fikir önderlerinden Konfüçyüs, bu dönemde adından söz ettirmeyi başardı. Onun düşünceleri ve öğretileri Çin ve doğu uygarlıklarının temel yapılarını doğrudan etkiledi.
Konfüçyüs, M.Ö 551’de Çin’in Lu eyaleti civarlarında dünyaya geldi. Konfüçyüs’ün asıl adı Qui Kong veya Kong Zi olarak bilinmektedir. Babasını küçük yaşta kaybeden Konfüçyus, bu nedenle annesi ile birlikte dönemin zorlu şartlarında büyüdü. Aslında soylu bir aileden gelen Çinli bilge, babasının yokluğundan dolayı geçim sıkıntısıyla dolu bir çocukluk geçirdi. Kendisini bilim ve felsefeye adayan Konfüçyüs, öğrendiklerini zengin ailelerin çocuklarına özel ders vermekte kullandı. Bir süre sonra öğretmenliği bıraktı ve devlet memuru olarak çalışmaya başladı.
Çin ve doğu uygarlıkları tarihinin bilinen en büyük fikir insanlarından olan Konfüçyüs, memuriyet görevlerinin ardından doğduğu şehir Lu’ya dönme kararı aldı. Burada adalet bakanlığına eşdeğer bir görev üstlendi. Ancak çıkan siyasi karmaşalar nedeniyle çok zorlu bir dönem geçirdi. Bu dönemde düşünce ve fikir dünyasını geliştirecek çok sayıda tecrübe edindi. Siyasi baskıya dayanamayarak görevini bıraktı ve Lu’dan uzaklaşmaya karar verdi. Yaklaşık 15 yıl başka şehirlerde çalışmalarını sürdürdü. Bilgeleşme yolunda önemli çaba ortaya koydu.
Çin’in geleneklerini derleyerek gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan Konfüçyüs, aynı zamanda kendine has öğretim teknikleri ile düşüncelerini ve derlemelerini öğrencilere aktardı. Konfüçyüs öğretilerinde, devlet ahlakı, adalet, doğruluk ve samimiyet kavramları üzerine eğilmiş ve bu kavramların çıktılarını insanlara aktarmayı amaç edindi. Halen Çin ve çevresi uygarlıklarda onun öğretileri ve geleneksel değerleri kabul görmeye devam ediyor. Politikacı, öğretmen ve filozof kimliği onun çok yönlü yapısını anlatıyor.
15 yıl sonra siyasi kargaşa bitince, doğduğu ve çok sevdiği Lu’ya dönerek, araştırmalarına ve çalışmalarına burada devam etme kararı alan Konfüçyüs, kendisini geri plana çekti. Yalnızca öğrencileri ve felsefe ile ilgilenen ünlü filozof, yaşamını yitirene kadar birçok eser ortaya koydu. Onun eserleri dünya tarihine ve insanlığa büyük katkılar sağladı. M.Ö 479 yılında yaşama veda eden Konfüçyüs, doğu felsefesinin dünyaya yayılmasında en önemli aktörlerden biri olarak tarihe adını yazdırmayı başardı.
