Distopya, diğer ismiyle anti ütopya, hem edebiyatta hem de sinemada çok sık kullanılan bir tema. Kapkaranlık atmosferi ve gerçeklikle olan yadsınamaz ilişkisi, sanıyorum ki distopyaları çok daha ilgi çekici hale getiriyor. Zaten distopyaların tümüyle hayal ürününden ibaret olduğunu iddia edecek kimse de yoktur. Neticede her biri dünya tarihinde yaşanan acılardan, felaketlerden ve zulümlerden ilham alınarak kurgulanıyor.
Distopik eserlerin en ürkütücü taraflarından biri de şu: Her biri iyilerin her zaman kazanmadığını ve tarihin tekerrürden ibaret olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor. Belki de bu yüzden, distopik eserleri aslında bir tür uyarı çığlığı olarak görmek de mümkün. Bugün size bu çığlığı atan 25 farklı filmi derledik. Söz konusu filmlerin birçoğu yazılı eserlerden uyarlandığı için, aslında distopya kavramının edebiyatta ne kadar sağlam bir temele sahip olduğunu bir kez daha görebiliyoruz. Eğer edebiyatta distopya okumayı seviyorsanız, bu temayı beyazperdede çok başarılı bir şekilde temsil eden filmlere de mutlaka göz atmanızı öneririz. Keyifli okumalar!
1. Metropolis (1927)
Avusturyalı yönetmen Fritz Lang’ın imzasını taşıyan ve 1927 yılında izleyicilerle buluşan Metropolis, distopya türündeki filmlerin en etkileyici ve erken örneklerinden biri. Kendi döneminin en pahalı sessiz filmi olma unvanını da...
Yönetmen ve senarist koltuğunda Avusturyalı yönetmen Fritz Lang’i gördüğümüz Metropolis, distopya türündeki filmlerin en erken ve etkileyici örneklerinden biri. Lang’in ilk ABD seyahatinde yaşadığı tecrübelerden esinlenerek imza attığı bu film, 2020 yılının kapitalist düzenle yönetilen adaletsiz ortamında geçiyor. Lang’in kurguladığı bu dünyada toplum tümüyle ikiye ayrılmış durumda. İşçi sınıfı yer altında makinelerle birlikte korkunç koşullarda yaşarken, yönetici sınıf da konforlu ve tasasız bir hayat sürüyor. Lang bu iki kutbu bir aşk üzerinden yeniden bir araya getirmeye çalışıyor.
2. Dava (The Trial) (1962)
Fransa, Almanya ve İtalya ortak yapımı bir film olan Dava, Alman edebiyatının usta yazarı Franz Kafka’nın aynı isimli romanından uyarlanmış bir yapım. 1925 yılında raflarda yerini alan bu başyapıtın uyarlaması,...
Usta yönetmen Orson Welles’in en sevdiği filmi olarak nitelendirdiği Dava, Franz Kafka’nın aynı isimli müthiş romanından uyarlanmış bir yapım. Romana büyük ölçüde sadık kalarak, bir banka memuru olan Josef K’nın neyle suçlandığını bilmediği bir davada yargılanmasını konu alıyor. Hem toplumda bireyin yalnızlaşmasını hem de bürokrasinin insanı çıldırtan işleyişini çok başarılı bir şekilde eleştiren film, birçok sinema eleştirmenine göre de gelmiş geçmiş en iyi Kafka uyarlaması. Kafka’nın kendine has absürt ve etkileyici anlatımı, Welles’in ustalığı sayesinde beyazperdede de bir başyapıta dönüşüyor.
3. Değişen Dünyanın İnsanları (Fahrenheit 451) (1966)
1966 yılında izleyicilerle buluşan Birleşik Krallık ve Fransa ortak yapımı Değişen Dünyanın İnsanları, Ray Bradbury’nin imzasını taşıyan ve gelmiş geçmiş en başarılı distopik romanlardan biri olarak kabul edilen Fahrenheit 451’den...
Fransız Yeni Dalgası’nın devrimci yönetmenlerinden olna François Truffaut’nun imzasını taşıyan Değişen Dünyanın İnsanları, Ray Bradbury’nin ünlü distopik romanı Fahrenheit 451’den uyarlanmış. Tıpkı Dava gibi, bu filmin de aslına sadık kaldığını söylemek mümkün. Değişen Dünyanın İnsanları, devletin insanlara düşünce özgürlüğünün kapılarını araladığı gerekçesiyle tüm kitapları yasakladığı bir gelecekte geçiyor. Baş karakterimiz itfaiyeci Guy Montag da devlet tarafından kitapları yakarak yok etmekle görevlendirilmiş. Bu görevi yıllar boyu hiç sorgulamadan yerine getirse de, kitaplara tutkun olan genç bir kızla tanıştıktan sonra içinde bulunduğu düzeni tüm çıplaklığıyla görmeye başlıyor.
4. Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) (1971)
Anthony Burgess’in Otomatik Portakal ismi eseri, gelmiş geçmiş en ünlü ve etkileyici distopik romanlardan biri olarak görülüyor. Söz konusu ünde, usta yönetmen Stanley Kubrick’in bu romanı aynı isimle 1971 yılında...
Anthony Burgess’in aynı isimli ünlü distopik romanından uyarlanmış olan Otomatik Portakal’ın yönetmen, senarist ve yapımcı koltuğunda Stanley Kubrick gibi büyük bir usta var. Haliyle film de etkileyicilik ve ün açısından romanla yarışır nitelikte. Ahlaki değerlerin ortadan kalktığı yozlaşmış bir toplumu alan film, her türden suçu işleyen bir sokak çetesine üye olan Alex adında bir gence odaklanıyor. İşlediği suçların ardından çetenin diğer üyeleri tarafından polise ihbar edilmesi sonucunda tutuklanan Alex, onun beynini yıkayıp topluma kazandırılmasını amaçlayan bir rehabilitasyon sürecine sokuluyor. İnsan ve şiddet arasındaki ilişkiyi çok çarpıcı bir şekilde işleyen yapım, bir yandan değişen dünya düzenine de sert eleştiriler getiriyor.
5. Bıçak Sırtı (Blade Runner) (1982)
Usta yönetmen Ridley Scott’ın imzasını taşıyan ve ilk olarak 1982 yılında izleyicilerle buluşan Bıçak Sırtı, Philip K. Dick tarafından kaleme alınan Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? isimli romandan ilham alan...
Dilimize Bıçak Sırtı ya da Ölüm Takibi isimleriyle çevrilen Blade Runner, usta yönetmen Ridley Scott’ın en ünlü başyapıtlarından biri. Bilimkurgu ve distopya türünün de öncülerinden biri olarak kabul edilen film, 2019 yılında geçiyor. Bu karanlık gelecekte, Blade Runners isimli özel bir polis timi, dev şirketlerin ürettiği ve dünya dışı kolonilerde çeşitli illegal işlerin yapılması için kullandığı Replikant isimli insansı robotları yakalayıp yok etmeye çalışıyor. Ancak Los Angeles gibi yaklaşık iki milyon kişinin yaşadığı bir şehirde, insanlardan dış görünüm açısından hiçbir farkı olmayan Replikant’ları bulmak hiç de kolay olmuyor. Philip K. Dick’in Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanından ilham alan Bıçak Sırtı, baştan sona soluk soluğa izleyeceğiniz bir yapım.
6. 1984 (1984)
Gelmiş geçmiş en başarılı ve etkileyici distopik romanlardan birinin, George Orwell’ın imzasını taşıyan 1984 olduğu konusunda hemfikir olmayan yoktur. Yazıldığı dönemin çok ilerisinde, müthiş öngörülü ve hâlen güncelliğini korumayı başaran...
George Orwell’ın aynı isimli distopik romanından uyarlanan ve güzel bir denk gelişle 1984 yılında vizyona giren 1984, Michael Radford’un imzasını taşıyan bir yapım. Elbette Orwell’ın müthiş romanıyla etkileyicilik açısından boy ölçüşmesi epeyce güç. Ancak Radford bu işin altından ustalıkla kalkmayı başarmış. Başrol koltuğunda John Hurt’ü izlediğimiz yapım, Okyanusya adlı bir devletin korku ve baskı imparatorluğunu konu alıyor. 3. Dünya Savaşı’nın ardından kurulan bu devlet, halkına özgürlüğe ve mutluluğa dair olan her şeyi yasaklamış. Baş karakterimiz Winston Smith de devletin haberleşme ve sansür işlemlerinin yürütüldüğü bakanlıkta çalışıyor. Görevi her gün halka yeni yalanlar söyleyerek onların beynini yıkamak olan Smith, bir yandan da içinde bulunduğu bu korkunç düzenden kurtulmanın yollarını arıyor.
7. 12 Maymun (Twelve Monkeys) (1995)
1995 yapımı bir film olan 12 Maymun, izleyicilerle buluşmasının ardından çok ses getirmiş olan ve hâlen popülerliğini koruyan bir yapım. Yönetmenliğini Terry Gilliam’ın üstlendiği filmin senarist koltuğunu Chris Marker, Janet...
Beyazperdede distopya ve bilimkurgu türlerinin en başarılı örneklerinden biri olarak gösterilen 12 Maymun, 2035 yılında ölümcül bir virüsün dünya nüfusunun %99’unu yok ettiği bir gelecekte geçiyor. Terry Gilliam’ın yönetmenliğini üstlendiği yapımın başrol koltuğunu Brad Pitt ve Bruce Willis paylaşıyor. Virüs tehdidi sebebiyle yer altında koloniler halinde yaşayan insanlar, çareyi bir zaman makinesi icat etmekte buluyor. Bu makinenin test sürüşü için gönüllü olan mahkum James Cole, bir karışıklık sonucunda 1996 yılında gidiyor. Burada herkese gelecekten geldiğini ve virüsü araştırmakla görevli olduğunu anlatınca, bu kez kendisini akıl hastanesinde buluyor. 12 Maymun, aslında Terry Gilliam’ın distopik üçlemesinin ikinci filmi. Bu seride yer alan diğer filmler ise Brazil ve Zero Therorem. Distopya filmlerini seviyorsanız Brazil’e de mutlaka bir şans vermenizi öneririm.
8. Gattaca (1997)
Andrew Niccol tarafından yazılan ve yönetilen Gattaca, 1997 yılında vizyona giren ABD yapımı bir bilimkurgu filmi. Distopya türünde de değerlendirilen yapımın başrol koltuğunu Ethan Hawke ve Uma Thurman gibi iki...
Andrew Niccol’un imzasını taşıyan ve başrollerini Uma Thurman ile Ethan Hawke’ın paylaştığı Gattaca, 21. yüzyılda geçen bir distopyayı konu alıyor. Söz konusu yakın gelecekte genetik mühendisliği o kadar ilerlemiş ki, bilim artık kusursuz insan modelleri üretmeyi başarabiliyor. Ancak ortaya çıkan bu süper ırk, sıradan insanların ikinci plana itilmesine ve sosyal hayattan soyutlanmasına yol açıyor. Bir astronot adayıyken ancak bir temizlikçi olarak işe girebilen baş karakterimiz Vincent, yeni dünya düzenine uygun şekilde çevirdiği dolaplar sayesinde yüksek mevkilerde iş bulmayı başarıyor. Ne var ki, bir özel dedektif Vincent’in sırlarını açığa çıkarmaya adım adım yaklaşıyor.
9. Gizemli Şehir (Dark City) (1998)
Alex Proyas’ın yönettiği 1998 yapımı bir bilimkurgu filmi olan Gizemli Şehir, distopya ve suç türündeki yapımları sevenlere de hitap ediyor. İsmi bazı kaynaklarda Karanlık Şehir olarak da geçen yapımın senaryosu...
Alex Proyas’ın yönettiği Gizemli Şehir, bazı kaynaklarda geçen ismiyle Karanlık Şehir, distopyanın yanı sıra suç filmlerini sevenler için de güzel bir seçenek. Rufus Sewell, Kiefer Sutherland, Jennifer Connelly ve William Hurt gibi usta isimlerin rol aldığı yapım, hafıza kaybı yaşayan bir adamı konu alıyor. Baş karakterimiz John Murdoch, bir sabah gözlerini açtığı otel odasında geçmişe dair hiçbir şey hatırlayamadan uyanıyor. Çok geçmeden bir dizi cinayetin faili olarak arandığını öğrenince, bu kez geçmişini bulmak için zorlu bir mücadeleye girişiyor. Bu arayış onu, yer altında yaşayan ve insanların zihinlerini kontrol edebilen The Strangers adlı bir gruba kadar götürüyor. Bu grubun korkunç faaliyetlerini durdurmak ve onları yok etmek görevi de elbette Murdoch’a düşüyor.
10. The Truman Show (1998)
Truman Show (Orijinal adıyla The Truman Show) tüm zamanların en etkileyici yapımlarından bir tanesi. Seyirciye adeta şok etkisi yaratan efsane bir senaryoya sahip olan filmin senaristliğini Andrew Niccol üstlenmiş. Yönetmenliği...
Özellikle yayınlandığı dönem de göz önüne alınırsa gelmiş geçmiş en yaratıcı ve etkileyici filmlerden biri olarak değerlendirebileceğimiz The Truman Show, başrol oyuncusu Jim Carrey’nin de ustalığını gözler önüne serdiği bir iş. Yayınlanmasının üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen hâlen günümüz dünyasını çok başarılı bir şekilde betimleyebilen film, son derece güzel bir adada keyifli bir hayat süren Truman’ın bir gün hayatının koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmesini konu ediyor. Yıllar önce öldüğünü zannettiği babasını bir gün bir caddede gören Truman, bu andan itibaren kafasına takılan soruların peşine düşüyor. Eğer hâlen The Truman Show’u izlemediyseniz, çok büyük bir başyapıtı kaçırdığınızı vurgulamak isterim.
11. Matrix (The Matrix) (1999)
Matrix, orijinal adıyla The Matrix, 1999 yılında vizyona girdi. Çıktığı günden bu yana adından söz ettiren ve dört tanesi Akademi Ödülü olmak üzere toplam 42 ödüle layık görülen Matrix, aynı...
Konusu distopyalar olan bir listede elbette Matrix olmak zorunda. Bu seri artık dünyanın en ünlü filmlerini içinde barındırdığı için, haklarında çok da söz etmeye gerek yok diye düşünüyorum. Sinema tarihinin en kült filmlerinden biri olan Matrix, hem yönetmen ve senarist koltuğunda oturan Wachowski Kardeşler’in hem de başrol oyuncusu Keanu Reeves’in kariyerlerinde bir dönüm noktasını temsil ediyor. Mevcut gerçekliği ve bir de onun ötesini anlatan film, yaratıcı senaryosuyla da izleyicilerden tam not almayı başarıyor.
12. İsyan (Equilibrium) (2002)
Kurt Wimmer’ın yazıp yönettiği 2002 yapımı bir film olan İsyan, distopya türünde değerlendirilmesi ve konusu sebebiyle aslında hem The Matrix serisine hem de Değişen Dünyanın İnsanları (Fahrenheit 451) filmine bazı...
Kurt Wimmer’ın yazıp yönettiği ve başrollerini Christian Bale ile Sean Bean’in paylaştığı İsyan, aslında konusu itibarıyla Fahrenheit 451’e ve The Matrix serisine benzeyen bir film. Ancak nedendir bilinmez, ün açısından onların biraz gerisinde kalmış durumda. Tıpkı benzerleri gibi, 3. Dünya Savaşı’nın ardından faşist bir hükümetle yönetilen bir dünyayı konu alan yapım, rejimin insanların tüm duygularını ve özgürlüklerini kısıtlamasını işliyor. Söz konusu rejim bunu insanların duygularını kontrol eden bir ilaç yoluyla yapıyor. Bu ilacın denetiminden sorumlu bir ajan olan John Preston, bir gün ilacı içmeyi yanlışlıkla unutunca, geçmişe gömülen duygularını yeniden hatırlıyor. Böylece ne kadar korkunç bir düzenin içinde yaşadığını ve ona hizmet ettiğini anlayarak isyan bayrağını açıyor.
13. 28 Gün Sonra (28 Days Later) (2002)
Danny Boyle’un yönettiği, Alex Garland’ın ise yazdığı 28 Gün Sonra, 2002 yılında vizyona girmiş ve tüm dünyada ses getirmiş olan bir yapım. Kıyamet sonrasını anlatan senaryosu ve gerilim dozunu bir...
Yönetmen koltuğunda Danny Boyle’u, senarist koltuğunda ise Alex Garland’ı gördüğümüz 28 Gün Sonra, baştan sona soluğunuzu tutarak izleyeceğiniz bir yapım. Ölümcül bir virüsün Londra’ya yayılmasını konu alan film, içinde yaşadığımız modern uygarlığın kırılganlığına odaklanıyor. Maymunlardan insanlara geçen bu virüs, etkilediği kişileri saniyeler içinde kana susamış yaratıklara dönüştürüyor. Virüs tehlikesi başladığında hastanede olan ve 28 gün sonra kendine gelen Jim, dışarı çıktığında kentin bir cehenneme dönüştüğünü görüyor. Hayatta kalmak için taşındığı askeri sığınakta ise onu çok daha farklı ve ciddi sorunlar bekliyor.
14. Azınlık Raporu (Minority Report) (2002)
Philip K. Dick’in kısa öyküsünden beyazperdeye uyarlanan Azınlık Raporu, usta yönetmen Steven Spielberg’ün imzasını taşıyan bir film. 2002 yılında vizyona giren yapım, bilimkurgu ve distopya türlerinde değerlendiriliyor. Senaryo uyarlaması Scott...
Philip K. Dick’in kısa öyküsünden Steven Spielberg’in imzasıyla beyazperdeye uyarlanan Azınlık Raporu’nun başrollerinde Tom Cruise ve Colin Farrell var. 2054 yılında Washington’da geçen film, psişik güçlere sahip bazı kişiler ve teknoloji sayesinde suçların henüz işlenmeden tespit edilmesini ve faillerin cezalandırılmasını konu alıyor. Bu sistemin kurucusu ve en üst düzey yetkilisi olan Dedektif John Anderton, bir gün kendi birimi tarafından cinayetle suçlanıyor. Bu olay hem sisteme olan inancını tümden yitirmesine hem de avcı olmaya alışık olduğu bir denklemde av olduğu gerçeğiyle yüzleşmesine yol açıyor.
15. V (V for Vendetta) (2005)
Alan Moore ile David Lloyd’un imzasını taşıyan çizgi roman serisi V for Vendetta, yayın hayatına 1980’li yıllarda başladı. İlk etapta Warrior adlı bir dergide yayınlanırken, ilerleyen süreçte DC Comic’e geçti....
İlhamını 5 Kasım 1605’ten ve Guy Fawkes’tan alan V for Vendetta, hayatımıza ilk olarak 1980’li yıllarda bir çizgi roman olarak girdi. 2005 yılında ise James McTeigue’nin yönetmenliğinde beyazperdeye uyarlandı. Senaryosu Wachowski Kardeşler’in imzasını taşıyan yapımın başrol koltuğunda Hugo Weaving ve Natalie Portman oturuyor. 2020 yılında diktatörlükle yönetilen İngiltere’de geçen film, bir halkın uyanış hikayesini anlatıyor.
16. Son Umut (Children of Men) (2006)
Son Umut, P. D. James’in imzasını taşıyan ve 1992 yılında raflarda yerini alan aynı isimli eserden uyarlanmış bir yapım. 2006 yılında vizyona giren film, bilimkurgu ve distopya türlerinde değerlendiriliyor. Alfonso...
P. D. James’in aynı isimli eserinden uyarlanan Son Umut’un başrollerinde Julianne Moore, Clive Owen ve Michael Caine gibi ustalar var. 2027 yılında İngiltere’de geçen film, insanlığın kısırlık problemi nedeniyle neslinin tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmasını anlatıyor. Yaşanan bu küresel felaketten en az etkilenen ülke İngiltere olduğu için, dünyanın birçok yerinden gelen mülteciler de Londra’ya sığınmaya çalışıyor. Tüm bu kargaşaya sessiz kalan ve olanları mümkün olduğunca görmezden gelen bir bürokrat olan Theo, bir gün eski sevgilisinin de içinde bulunduğu bir aktivist grubu tarafından kaçırılıyor. Bu grup, mültecilere yaşam ve sığınma hakkının verilmesini savunuyor.
17. Ahmaklar (Idiocracy) (2006)
Mike Judge’ın yönettiği ve senaryosunu Etan Cohen’le birlikte kaleme aldığı Ahmaklar, orijinal ismiyle Idiocracy, 2006 yılında vizyona giren bir kara mizah filmi. Konusu itibarıyla trajikomik bir distopyayı konu alan yapımın...
Mike Judge’ın imzasını taşıyan Ahmaklar, bu listedeki tek komedi filmi. Bu sebeple aslında onu distopya türünde değerlendirmek pek mümkün değil. Ancak konusu itibarıyla farklı bir bakış açısı arayanlara ve biraz gülmek isteyenlere hitap ediyor. Filmin baş karakteri olan Joe, ordu tarafından yapılacak bir deneye katılıyor. Bu deney, Joe ve başka bir denek olan Rita’nın uyutulup bir sene sonra uyandırılması üzerine kurulu. Ancak yetkililer deneyi unutunca, Joe ve Rita ancak 2505 yılında uyandırılıyor. Talihsiz ikili bir anda kendilerini buldukları bu gelecekte, halkın IQ seviyesinin yerlerde süründüğünü görüyorlar. Çünkü artık akıllı insanlar üremezken, aptal insanlar sürekli çocuk yapıyor. Bu sebeple, geçmiş hayatında son derece ortalama bir zekaya sahip olan Joe, bir anda bu dünyanın en zeki insanı oluyor.
18. Körlük (Blindness) (2008)
Nobel ödüllü usta yazar José Saramago’nun aynı isimli müthiş romanından uyarlanmış olan Körlük, 2008 yılında düzenlenen Cannes Film Festivali’nin açılış filmiydi. Baştan sona tüyler ürpertici bir distopyayı anlatan filmin yönetmen...
José Saramago’nun aynı isimli romanından beyazperdeye uyarlanan Körlük’ün elbette romanla boy ölçüşebilecek kadar etkileyici olması biraz zor. Ancak hem başrollerinde Julianne Moore ve Mark Ruffalo gibi iki usta oyuncunun rol alması hem de kitaba sadık kalması sayesinde son derece ürkütücü bir atmosfer sunmayı başarıyor. Bilinmeyen bir ülkede ve zamanda aniden başlayıp adım adım yayılan bir beyaz körlük salgınını anlatan film, insanın ahlaki değerlerini yitirdiğinde ne kadar vahşi ve korkunç bir yaratığa dönüşebileceğini gözler önüne seriyor. 2008 Cannes Film Festivali’nin de açılış filmi olan yapım, insan psikolojisini başarılı bir şekilde anlatıyor.
19. Yasak Bölge 9 (District 9) (2009)
Neil Blomkamp’ın yönettiği ve senaryosunu Terri Tatchell’le birlikte kaleme aldığı Yasak Bölge 9, 2009 yapımı bir ABD bilimkurgu filmi. Distopik ögeleri de içinde barındıran filmin çekimleri Johannesburg’da gerçekleştirilmiş. 210 milyon...
Neil Bloomkamp imzalı Yasak Bölge 9, 1982 yılında hayatta kalan son uzaylıların dünyaya gelmesini konu ediyor. Güney Afrika’nın bir bölgesine yerleştikten sonra bir araştırma grubu tarafından fark edilen uzaylılar, bu grubun bağlı olduğu şirket tarafından District 9 isimli bir bölgeye kapatılıyor. Burada denetim altında tutuluyorlar, çünkü şirket uzaylıların DNA’sını ele geçirerek büyük paralar kazanma hayalleri kuruyor. Ne var ki, şirket çalışanlarından biri bir gün gizemli bir virüs sebebiyle insani özelliklerini kaybederek adım adım bir uzaylıya dönüşmeye başlıyor. Bu kez şirket onun peşine düşüyor ve uzaylıların arasına sığınmaktan başka bir çaresi kalmıyor.
20. Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go) (2010)
Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro’nun aynı isimli distopik romanından uyarlanmış bir film. Time Dergisi tarafından İngilizce Olarak Kaleme Alınmış En Etkileyici 100 Roman listesinde de gösterilen romanın film uyarlaması da...
Kazuo Ishiguro’nun aynı isimli romanından uyarlanmış olan Beni Asla Bırakma, kendi hayatları hakkında söz sahibi olmayan ve kaderleri daha doğmadan başkaları tarafından çizilmiş olan bir grup genci konu ediyor. Gizemli bir yatılı okulda okuyan üç karakterimiz, çocukluktan erişkinliğe adım attıkları dönemde hayatlarına ilişkin korkunç bir gerçeği öğreniyor. Başrollerini Carey Mulligan, Keira Knightley ve Andrew Garfield’ın paylaştığı filmin yönetmen koltuğunda Mark Romanek var. Senaryo uyarlaması ise Alex Garland’ın imzasını taşıyor.
21. Açlık Oyunları (The Hunger Games) (2012)
Suzanne Collins’in aynı isimli roman üçlemesinin ilk kitabından beyazperdeye uyarlanan Açlık Oyunları, son yılların en çok ses getiren distopya filmlerinden biri. 2012 yılında vizyona giren filmin yönetmen ve senarist koltuğunda...
Gary Ross’un Suzanne Collins’in aynı isimli roman serisinden beyazperdeye uyarladığı Açlık Oyunları, serinin ilk kitabını anlatan bir film. Başrollerini Jennifer Lawrence ile Josh Hutcherson paylaşıyor. Geçmişte Kuzey Amerika olarak bilinen, ancak peş peşe gelen felaketler sonucunda Panem olarak anılmaya başlanan bir ülkede geçen film; toplumdaki eşitsizliği ve adaletsizliği konu alıyor. 12 eyaleti bulunan Panem halkı sefalet içinde hayatta kalmaya çalışırken, başkent Capitol’de yaşayan zengin kesimin keyfi bir hayli yerinde. Üstelik, her sene Capitol halkını eğlendirebilmek için, eyaletlerden kurayla seçilen gençlerin katıldığı ve hayatta kalma mücadelesi verdiği Açlık Oyunları isminde bir yarışma düzenleniyor. Baş karakterimiz Katniss, kardeşinin adı kurada çıkınca, hayatta tek bir kişi kalana dek devam eden bu yarışmaya kardeşinin yerine gönüllü olarak katılıyor. Açlık Oyunları’nın yine kitaplara sadık kalınan uyarlamalarla devam filmleri de çekildi. Söz konusu yapımlar Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak, Açlık Oyunları: Alaycı Kuş Bölüm 1 ve Açlık Oyunları: Alaycı Kuş Bölüm 2 şeklinde ilerliyor.
22. Snowpiercer (2013)
2013 yılında vizyona giren bir bilimkurgu filmi olan Snowpiercer, Güney Koreli ünlü yönetmen ve senarist Bong Joon-ho’nun Le Transperceneige adlı bir Fransız çizgi romanından beyazperdeye uyarladığı bir yapım. İlerleyen süreçte...
Parazit filminden de tanıdığımız Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho’nun ilk İngilizce filmi olan Snowpiercer, Le Transperceneige adlı bir çizgi romandan beyazperdeye uyarlanmış. Filmde Chris Ewans, Tilda Swinton, Ed Harris ve John Hurt gibi önemli yıldızlar rol alıyor. Başarısızlıkla sonuçlanan bir deney sebebiyle küresel ısınma felaketiyle karşı karşıya gelinen belirsiz bir gelecekte geçen film, post apokaliptik bir buz çağını anlatıyor. Dünyada hayatta kalan insanların sayısı bin civarında ve bunların hepsi dünyanın çevresinde durmadan dönen bir trenin içinde yaşıyor. Ne var ki, yeni dünya düzeni de sosyal adaletsizlikten ve hiyerarşiden nasibini almış. Bu sebeple trenin içinde de çok ağır bir sınıf sistemi uygulanıyor.
23. Koinonia (2014)
Andrew Finnigan’ın yazıp yönettiği 2014 yapımı bir film olan Koinonia, distopya türündeki en az bilinen filmlerden biri. Eğer bu türde yapımları izlemeyi seviyorsanız, gözden kaçırmamalısınız. Tony Doupe, Madeline Anderson, Bo...
İsmini distopya türünde muhtemelen ilerleyen süreçte de bol bol duyacağımız Andrew Finnigan’ın yazıp yönettiği Koinonia, bu listedeki en az bilinen filmlerden biri. Global ekonominin tümden çökmesi nedeniyle insanların perişan olduğu ve acımasız bir hayatta kalma mücadelesine giriştiği belirsiz bir geleceği anlatıyor. Baş karakterimiz olan John, artık ailesinden ayrı ve yapayalnız bir şekilde hayatta kalmaya çalışmak zorunda. Bu nedenle Faraday isimli bir bölgeye ulaşmaya çalışıyor ve bu yolculukta karşısına birbirinden tehlikeli engeller çıkıyor.
24. The Lobster (2015)
2015 yılı yapımı The Lobster filminin yönetmenliğini Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos yapmış. Senaryosu dayine Yunan yönetmen Lanthimos ve Efthymis Filippou tarafından yazılmış. Başrollerinde Colin Farrell, Rachel Weisz ve Jessica Barden...
Söz konusu ünlü yönetmen Yorgos Lanthimos olunca, kara mizah ve sert eleştirilerle bezeli bir filmle karşılaşmak da kaçınılmaz oluyor. Lanthimos imzalı The Lobster da distopik bir gelecekte kurgulanmış bir film. Bu evrende herkesin kendisine bir eş bulması şart. Doğru eşi bulamayanlar bir otele yerleştiriliyor ve burada 45 gün içinde bir partnerle ciddi bir ilişkiye başlamaları bekleniyor. Bu talebi yerine getiremeyen kişilerin sonu belli: Kendi seçtikleri bir hayvana dönüştürülerek cezalandırılıyorlar. Bu son derece absürt ve korkunç ortamda, baş karakterimizin de 45 gün içinde kendisi için ideal eşi bulması gerekiyor.
Bonus: 25. Canavarlar Sofrası (2011)
2011 yılında izleyicilerle buluşan Canavarlar Sofrası, Türkiye yapımı filmler arasında distopik ögeler barındırması açısından ve konusuyla son derece dikkat çekici özelliklere sahip. Kusursuzlar’la tanıştığımız Ramin Metin’in ilk uzun metraj film...
Son olarak, belki en iyiler listesine dahil edemeyeceğimiz, ancak gözden kaçmaması gerektiğini düşündüğüm bir filmden söz etmek istiyorum: Kusursuzlar’la tanıştığımız yönetmen Ramin Metin’in ilk uzun metraj tecrübesi olan Canavarlar Sofası. Senaryosu Kamdine Khosrowkhavar tarafından kaleme alınan ve baştan sona İngilizce çekilen filmin oyuncu kadrosunda İbrahim Selim, Pınar Töre, Tuğrul Tölek ve Gizem Erdem yer alıyor. Bilinmeyen bir zamanda ve ülkede geçen filmin başta 1984 olmak üzere birçok distopik eserden ilham aldığı ortada. Bir evli çiftin başka bir çifti evlerine yemeğe davet etmesiyle başlayan film, yemeğe oturulduktan sonra gerilim dozunu adım adım artırıyor. Bir korku imparatorluğunun içinde yasaklarla kısıtlanmış bir toplumu, iki çiftin sevgiden uzak ilişkisi ekseninde izliyoruz. Canavarlar Sofrası, hem anlatım tarzı hem de seçtiği konu bakımından yerli filmler arasında gözden kaçmaması gereken bir yere sahip. Eğer distopya filmlerini izlemeyi seviyorsanız, gönül rahatlığıyla bir şans verebilirsiniz.
Sıra | İçerik | Kullanıcı Puanı |
---|---|---|
1 | Metropolis | - |
2 | Dava (The Trial) | - |
3 | Değişen Dünyanın İnsanları (Fahrenheit 451) | - |
4 | Otomatik Portakal (A Clockwork Orange) | - |
5 | Bıçak Sırtı (Blade Runner) | - |
6 | 1984 (Film) | - |
7 | 12 Maymun (Twelve Monkeys) | - |
8 | Gattaca | - |
9 | Gizemli Şehir (Dark City) | - |
10 | Truman Show | - |