Alan Moore ile David Lloyd’un imzasını taşıyan çizgi roman serisi V for Vendetta, yayın hayatına 1980’li yıllarda başladı. İlk etapta Warrior adlı bir dergide yayınlanırken, ilerleyen süreçte DC Comic’e geçti. 2005 yılında ise James McTeigue’nin yönetmenliğinde ve aynı isimle beyazperdeye uyarlandı. Senaryo uyarlaması The Matrix ve Sense8 gibi çok başarılı bilimkurgu yapımlarını da bize kazandıran Wachowski Kardeşler’in imzasını taşıyor. Filmin başrollerini ise Hugo Weaving ve Natalie Portman paylaşıyor.
Geleceğin totaliter bir rejimle yönetilen İngiltere’sinde geçen V for Vendetta, gelmiş geçmiş en başarılı distopya filmlerinden biri. 2020 yılında son derece baskıcı bir sistemle yönetilen ülke, envai çeşit yasakla ve engelle sınırlandırıldığı için şiddet yanlısı eğilimler gösteriyor. Baş karakterimiz V ise yıllar boyu korkuyla sindirilmiş olan halka hak ettiği özgürlüğü vermeyi kafasına koymuş, maskeli ve gizemli bir adam. V’nin yolu bir gün genç bir kadın olan Evey ile kesişince, birbirine tamamen zıt karakterlere sahip olan bu iki kişinin hayatı tamamen değişiyor. Evey, hayattaki yegane amacı bağımsızlığı ve özgürlüğü sağlamak olan V’yi tanımaya çalışırken bir yandan da kendisini keşfetmeye başlıyor. V’nin Evey’i içinde bulunduğu beladan kurtarması, aslında bir milletin baskıdan ve diktatörlükten kurtulmak için attığı ilk uyanış adımını da sembolize ediyor.
Filmde V karakteri, elbette Guy Fawkes’ı sembolize ediyor. 5 Kasım 1605 tarihine ve Guy Fawkes’a atıfta bulunan yapım, seçilmiş liderlerin diktatör rejimlerini çok başarılı bir şekilde eleştiriyor.