Avusturyalı yönetmen Fritz Lang’ın imzasını taşıyan ve 1927 yılında izleyicilerle buluşan Metropolis, distopya türündeki filmlerin en etkileyici ve erken örneklerinden biri. Kendi döneminin en pahalı sessiz filmi olma unvanını da taşıyan yapımın maliyeti yaklaşık 7 milyon Reichsmark civarında. Bilimkurgu dünyasına bomba gibi düşen ve uzun süre boyunca adından söz ettiren Metropolis, Fritz Lang’ın 1924’te gerçekleştirdiği ABD seyahatinden esinlenerek çektiği bir film olmuş. Fütüristik ve distopik bir ortamda geçen yapım, kapitalist düzeni ve bu sebeple toplumda gelişen sosyal krizi konu alıyor. Alfred Abel, Brigitte Helm, Gustav Fröhlich, Rudolf Klein-Rogge ve Fritz Rasp gibi önemli isimlerin rol aldığı Metropolis’in senarist koltuğunda da Fritz Lang ile Thea von Harbou oturuyor.
Metropolis 2020 yılında, makineleşmenin ve kapitalizmin artık insanlığı ikiye ayırdığı bir dünyada geçiyor. Toplumun bir kısmı yer altında ve makinelerle birlikte yaşarken, üst sınıf da konforlu ve varlıklı bir hayat sürüyor. Yönetici sınıf yaşamından son derece memnun olduğu için, yer altında yaşayan işçi sınıfının mücadele etmek zorunda kaldığı zorlukları önemsemeye bile tenezzül etmiyor. Fritz Lang, kurguladığı bu evrende izleyicilerine iki kutuba ayrılmış toplumu ve bireyleri bir aşk öyküsünden yola çıkarak yeniden karşılaştırmaya çalışıyor. Beyazperdede ilk kez insan formunda bir robotun görülmesine de sahne olan Metropolis, distopya ve bilimkurgu türündeki filmleri sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.