Yaz kış fark etmeksizin, cildimizi güneşin zararlı ışınlarına karşı koruma altına almamız, cilt sağlığımız açısından oldukça önemli. Çünkü güneşin zararlı ışınlarına korumasız şekilde maruz kalan cilt leke oluşumu, nem kaybı ve erken yaşlanma belirtileri gibi birçok probleme karşı daha savunmasız hale gelebiliyor. İstisnasız her cilt tipinin güneş kremi kullanması şart. Ancak söz konusu yağlı ciltler olduğunda, güneş kremi seçimi süreci biraz daha zorlaşabiliyor. Çünkü yoğun yapılı güneş kremleri yağlı ciltlerde ürünü kusma ya da sivilce gibi problemlere yol açabiliyor. Özellikle karma ve yağlı ciltlerin, akışkan ve su bazlı güneş kremlerinden yana seçim yapması bu sorunların önüne geçmeyi sağlayabiliyor.
Bioderma Photoderm AquaFluid de ultra hafif, akışkan, ciltte yağlılık hissi ya da beyaz iz bırakmayan, su bazlı yapısıyla ünlü olmuş bir güneş kremi. Esasen tüm cilt tipleri tarafından kullanıma uygun şekilde geliştirilmiş. Ancak hem bu özel yapısı hem de cilt görünümünü matlaştırıcı etkisi sayesinde, karma ve yağlı ciltler tarafından daha da çok beğenilebiliyor. UVB ışınlarına karşı SPF50+ düzeyinde koruma sağlayan ürün, formülündeki hücresel BioProtection patenti sayesinde UVA ışınlarına karşı da etkili. Ayrıca bu patent, cildin güneşin zararlı UV ışınlarına karşı savunma mekanizmasını güçlendirmeye ve bu sayede erken yaşlanma belirtilerini önlemeye de yardımcı oluyor. Ciltte parlama görünümünü önlemeye yardımcı olan akışkan dokusuyla Bioderma Photoderm AquaFluid, yaz kış kullanılabiliyor.
Bioderma Photoderm AquaFluid’in şişesini, ürünü kullanmadan önce iyice çalkalamanız gerekiyor. Ayrıca, ürünü güneşe çıkmadan önce, cildinize nüfuz edebilmesi için yeterli vakit tanıyarak sürmeniz de son derece önemli. Bu sayede güneş kreminden maksimum verim alabiliyorsunuz. Ürünün her iki saatte bir ve özellikle terleme ya da suya girme gibi durumların ardından yenilenmesi gerektiğini de vurgulayalım.