Bang & Olufsen Hakkında
Peter Bang ve Svend Olufsen tarafından 1925 yılında Danimarka’da kurulan Bang & Olufsen, günümüzde dünyanın en önde gelen ses teknolojileri markalarından biri olarak görülüyor. Aslına bakarsanız, bu marka ilk etapta bir radyo iletim teknolojileri şirketi olarak kurulmuş. Çünkü Peter Bang ve Svend Olufsen bu dönemde bir çiftlik evinde çalışıyor ve burada hem alternatif akımla çalışabilen hem de duvara takılabilen bir seri üretim radyo modeli geliştirmeye çalışıyorlarmış. The Eliminator ismini verdikleri bu radyoyu icat ettikten sonra, marka serüveni de başlamış olmuş. Üzerinden yaklaşık bir asır geçtikten sonra, Bang & Olufsen’i kulaklık, hoparlör, televizyon ve ses teknolojileri alanlarında bir lider olarak görüyoruz. Hâlen Danimarka kırsalında faaliyet gösteren marka, günümüzde tüm dünyada tanınıyor. Markanın genel merkezinde, özellikle akustik alanında son teknoloji araştırmalar yürüten uzman bir Ar-Ge ekibi de yer alıyor.
Bang & Olufsen’in en önemli özelliği, özellikle kulaklık ve hoparlör modelleri söz konusu olduğunda, tasarım açısından birçok markayı geride bırakabilmesi. Yola çıktığı ilk günden beri tasarımı çok önemseyen marka, bizi her yeni ürününde son derece şık ve premium ürünlerle buluşturabiliyor. Bang & Olufsen’in kendi türünün tek örneği olan Sanal Gerçeklik laboratuvarı, her ürünün geliştirilme sürecinde farklı ortamlarda test edilmesine olanak tanıyor. Böylece dinleme deneyimi her ürün için mükemmelleştiriliyor.
Bang & Olufsen imzalı ürünlerde genellikle deri, ahşap ve alüminyum materyallerin kullanıldığını görüyoruz. Markanın tasarıma verdiği önem sebebiyle, tasarım detaylarında plastik materyallere rastlama olasılığımız bir hayli düşük. Cihazların yüksek kalitesi ve uzun ömürlü olması, Bang & Olufsen’in tercih edilmesinin en önemli sebepleri arasında yer alıyor. Keza MoMA da dahil olmak üzere dünyanın birçok önde gelen tasarım ve sanat müzesi, Bang & Olufsen imzalı ürünleri koleksiyonuna dahil ediyor.