Siyah Kan, psikolojik gerilim türünün ustalarından biri olarak kabul edilen Fransız yazar Jean-Christophe Grangé’in en sevilen eserleri arasındadır. Yazarın en ürpertici ve kanlı eserlerinden biri olarak da tanımlayabileceğimiz bu roman 2004 yılında basılmış, ülkemizde de 2005 yılında Doğan Kitap etiketiyle ve Tankut Gökçe çevirisiyle yayınlanmıştır. 431 sayfadan oluşan eser, Grangé’ın birçok romanında yaptığı gibi, okurları ülkeden ülkeye, cinayetten cinayete doğru sürükler ve her seferinde beklenmedik bir sürprizle karşılaştırmayı başarır.
Siyah Kan, Asya’nın birçok ülkesinde vahşet dolu kadın cinayetleri işlemiş ve daha sonra hüküm giymiş bir katili konu alır. Söz konusu katil hapiste yattığı sırada, geçmişte paparazzilik yapmış ve kötülük konusunda takıntı denebilecek düzeyde düşünceleri olan bir gazetecinin radarına takılır. Gazeteci, katilin geçmişte işlediği cinayetleri hangi motivasyonla gerçekleştirdiğini anlayabilmek için çok tehlikeli ve riskli bir oyuna girişir: Katille farklı bir kimlikle iletişime geçerek onu kandırmaya çalışır. İşin kötüsü, katil kısa sürede bu oyunu anlayacak ve hikayedeki av-avcı rollerinin değişmesi için harekete geçecektir. Bunun üzerine de gerçekle deliliğin arasındaki ince çizgide dolaşan, okurları her sayfada biraz daha germeyi başaran korkunç bir kovalamaca başlayacaktır.
Siyah Kan’ı okurken kötülüğün sınırlarının daha ne kadar genişleyebileceğine hayret edeceksiniz. Grangé’ın hayranlık uyandıran, fakat bir yandan da insanı ürküten hayal gücü, merak duygunuzu son sayfaya kadar canlı tutmayı başaracak. Üstelik, kitabın sonunu her tahmin ettiğinizi sandığınızda, Grangé sizden bir adım daha önde olacak.