Blancpain Hakkında
İsviçre saatçiliği için bir doğuş noktası olarak gösterilen, 1735 yılında hayata geçen bir proje olması ile İsviçre’nin ilk saat markası olarak bilinen Blancpain, kurulduğu günden bu yana mekanik saat alanında referans noktası olarak kabul ediliyor. İsviçre saatçiliğinin teminatı markalardan biri olan Blancpain, zarafet ve kaliteye olan bağlılığı ile fark yaratmayı başarıyor. Marka, saat alanında sınırları zorlamaya ve en üstün özellikli ürünü kullanıcılarına sunmak için tüm imkanlarını kullanmaya devam ediyor. Zamanın eskitemediği saat modelleri ile saat tutkunlarının hayallerini süsleyen Blancpain, tasarımlarını oluştururken ihtişamlı geçmişinden ilham alıyor.
Blancpain’in kurucusu markaya da soyadını veren Jehan – Jacques Blancpain olarak biliniyor. 1735 yılında, yaşadığı evin üst katını bir saat atölyesine çevirerek İsviçre saatçiliğinin temelini atan Jehan – Jacques Blancpain, dünyanın en eski ve en prestijli saat markalarından birini yaratmayı başardı.
Jehan – Jacques Blancpain’in dehası ile büyük bir markaya dönüşen Blancpain, ailenin üçüncü kuşak üyesi Frederic – Louis Blancpain’in şirketin başına geçmesiyle çok daha başarılı bir çizgiye oturdu. Köklerinden ayrılmayan, tasarım ve kaliteden ödün vermeyen Blancpain saatlerini endüstriyel bir tesiste üretmeye imkan sağlayan projesi ile Frederic – Louis Blancpain markanın bu günlere gelmesinde en önemli isimlerden biri olarak kabul ediliyor.
İşler, 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar çok iyi ilerlerken, Amerikan pazarı ile girilen rekabet Blancpain markasına, maddi anlamda büyük zarar verdi. Aynı zamanda İsviçre saatçiliğinin temelini oluşturan pek çok atölye bu dönemde kapandı. Bu süreçte, Suze nehri kenarına bir fabrika kuran ve elektriği suyun gücüyle üreterek büyük avantaj sağlayan Blancpain ayakta kalmayı başardı.
1926 yılına gelindiğinde John Harwood ile ortak olan marka, ilk otomatik saatini üreterek sektöre öncülük etmeye devam etti. 1932 yılında ise büyük sorunlar yaşayan şirket ne yazık ki kapıya kilit vurmak zorunda kaldı. Bu süreçten sonra Blancpain’i tekrar ayağa kaldırmak için çeşitli ortaklıklar kuran ve şirketi devralan Betty Fietcher ile Andre Leal, ürettikleri yeni modeller ile istediklerini almayı başardılar.
Yeniden dünyanın en nadide markalarından biri haline gelen Blancpain, kendine özgü tasarımları ve ultra kaliteli ürünleri ile kullanıcıların gönlünü kazanmayı başardı. Başarılı sürecin ardından marka, artan talebi karşılayabilmek için 1970’lerde, SSIH grubun bir parçası oldu. Devam eden başarılı satış stratejisinden sonra ise 1993 yılında, Swatch Group bünyesine katılan Blancpain, dünyanın dev saat markaları arasında yer alamaya devam ediyor.