Dünya sinema tarihinin en efsaneleşmiş üçlemelerinden biri olan Yüzüklerin Efendisi serisinin ilk filmi olan Yüzük Kardeşliği, milyonlarca sinemaseverin kalbinde oldukça özel bir yere sahip. Peter Jackson tarafından yönetilen ve 2001 yılında beyazperdeye taşınan film, 871 milyon dolar hasılatın üstüne çıkarak nadir görülen bir rekora imza attı. Serinin üç filminin çekilmesinin toplamda yalnızca on beş ay sürdüğünü ve tüm filmlerin ortak bütçesinin yaklaşık 270 milyon dolar olduğunu düşünürsek, elde edilen hasılat bize Yüzük Kardeşliği’nin sinema dünyasında ne kadar büyük bir çığır açtığını gösteriyor.
Oyuncu kadrosunda Elijah Wood, Ian McKellen, Viggo Mortensen, Sean Bean, Orlando Bloom ve Cate Blanchett gibi yıldız oyuncuları gördüğümüz yapım, dört Oscar ödülünü de kucakladı. Hatta film, farklı festivallerde toplamda 126 dalda aday olduğu ödüllerden 120 tanesini almayı başardı. Üstelik, serinin ikinci ve üçüncü filmlerini de değerlendirdiğimizde görüyoruz ki, bu yalnızca başlangıçtı. Üçlemenin tüm filmleri Yeni Zelanda’da ve eş zamanlı olarak çekildi çünkü Peter Jackson seyircilere serinin sona erdiğine dair güvence vermek istemişti. Sonuç olarak, yalnızca on beş ay içinde ortaya, J.R.R Tolkien’in aynı isimli seri kitabından uyarlanan ve dünya sinema tarihine adını altın harflerle kazıyacak bir üçleme çıktı. Üçlemenin ilk filmi olan Yüzük Kardeşliği de hem Tolkien’in uçsuz bucaksız hayal gücünü hem de Peter Jackson’un üstün yönetmenlik başarısını gözler önüne seriyor.
Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği’nin konusunu mümkün olduğunca spoiler vermeden şöyle özetleyebilirim: Tolkien’in yarattığı Orta Dünya evreninde, üretildikten asırlar sonra yeniden ortaya çıkan bir yüzüğün yok edilmesi gerekiyor. Çünkü bu yüzük Orta Dünya topraklarının kaderine acıdan ve kandan başka hiçbir şey getirmemiş. Yüzüğün Sauron’un eline geçmesi gerçek bir felaketle sonuçlanacağı için, Hobbit Frodo ve ekibine büyücü Gandalf’ın liderliğinde yüzüğü Mordor’a götürerek yok etme görevi düşüyor. Yüzüklerin Efendisi’ne aşina olmayanlar için bu kısa özet belki sıradan bir fantastik filmi çağrıştırabilir. Ancak edebiyat tarihinin en yaratıcı yazarlarından biri olan Tolkien söz konusu olduğunda, hem kitap hem de film üçlemesinde ortaya akıl almaz bir kurgu çıkıyor. Fantastik edebiyatı ve sinemayı sevseniz de sevmeseniz de Yüzüklerin Efendisi serisine bir şans vermeniz gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu seri, içinde tanık olmadan tahmin edemeyeceğiniz ölçüde yoğun bir emek, yaratıcılık, başarı ve özveri barındırıyor.