Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen 100 Temel Eser listesinde de yer alan Yaşlı Adam ve Deniz, Ernest Hemingway’in en ünlü romanlarından biri. İhtiyar Balıkçı ismiyle de Türkçeye çevrilen bu eser, Ernest Hemingway’e 1953 yılında Pulitzer Ödülü’nü de kazandırdı. Öte yandan, Hemingway’in 1954 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmesinde bu romanın önemli bir payı olduğu biliniyor. Uzun yıllardan beri Amerikan edebiyatının en önemli eserlerinden biri olarak görülen Yaşlı Adam ve Deniz, ülkemizde Bilgi Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alıyor. 148 sayfa uzunluğundaki eserin çevirmenliğini ise Yasemin Yener üstlenmiş.
İlk olarak 1952 yılında yayımlanan Yaşlı Adam ve Deniz, yaşlı bir Kübalı balıkçının dev bir kılıçbalığıyla verdiği büyük mücadelenin hikayesi. Azim ve cesaret kavramları üzerinden çok ustalıklı bir anlatı oluşturan Hemingway, okurlarına 148 sayfa boyunca soluklarını tutarak okuyacakları bir savaşı anlatıyor. Florida sahillerinden okyanusa açılan Kübalı balıkçı, uzun zamandır yakalamayı kafaya koyduğu ancak bir türlü rastlayamadığı kılıçbalığıyla, balığın Gulf Stream’e kapılması sonucunda nihayet karşılaşıyor.
Bir adamla bir balığın mücadelesi en fazla ne kadar etkileyici olabilir? İşte, bu sorunun cevabı Hemingway’in kendine has çarpıcı ve ustalıklı anlatımı sayesinde bambaşka bir noktaya taşınıyor. Tam seksen dört gün boyunca açıldığı denizden eli boş dönen balıkçı Santiago, avını elinden kaçırmamak için çakısıyla, mızrağıyla, kimi zaman da elleriyle savaşıyor. Elbette o bunu yaparken, balık da hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Yaşlı Adam ve Deniz, bazı okurlar ve edebiyat otoriteleri tarafından sembolik bir anlatı olarak değerlendirilmiş. Onlara göre roman bazı noktalarında kapitalizmi eleştiriyor, bazılarında ise İncil’e göndermeler yapıyormuş. Ancak Hemingway bu tespitleri kesinlikle reddediyor ve ekliyor: “Kitapta sembolizme ilişkin hiçbir şey yok. Deniz bildiğimiz deniz, yaşlı adam da yaşlı adam.”