Quentin Tarantino’nun yazıp yönettiği Soysuzlar Çetesi (orijinal adıyla Inglourious Basterds), 20 Ağustos 2009’da vizyona girdi. Macera, dram, savaş kategorilerinde ön plana çıkan bu filmin 133 ödülü bulunuyor. Zengin bir kadroya sahip yapımın başrollerini Brad Pitt, Diane Kruger, Eli Roth ve Mélanie Laurent paylaşıyor. Başrollerin yanı sıra, bu filmdeki yardımcı rolüyle Oscar kazanan Christoph Waltz; çoğunlukla 300 Spartalı ve X-Men serisiyle tanıdığımız Michael Fassbender ve filmin hikâye anlatıcılığını üstlenen Samuel L. Jackson da kadroda yer alıyor.
İkinci Dünya Savaşı temalı filme, Fransız çiftçi Perrier LaPadite’in evinde sorgulanmasıyla başlıyoruz. 1941 yılındayız ve sorguyu gerçekleştiren Albay Hans Landa’nın (Christoph Waltz) amacı, Yahudi olduğu bilinen Dreyfus ailesinin nerede olduğunu öğrenmek. LaPadite’in aklına türlü kurnazlıklarla giren Albay Landa, çiftçi ailesinin savaşın geri kalanında korunacağına inandırır. Böylelikle Dreyfus ailesinin yerini öğrenir. Askerlerine tüm Dreyfus ailesini öldürmelerini emreder, tam bu sırada ailenin kızlarından Shosanna kaçmaya çalışır. Albay Hans Landa onu vurmaya çalışsa da yetişemez. Bu sahneden sonra zaman atlaması yaşadığımız filmde bir diğer hikâye konusuna geçiyoruz. Bu geçiş, yapıma adını veren Soysuzlar Çetesi’ni tanımamızı sağlıyor. Yahudi-Amerikan askerlerinden oluşan bir komando birimi kuruluyor. Birim, liderleri Teğmen Aldo Raine’le (Brad Pitt) birlikte bilgi toplamakla görevlendiriliyor. Bunu uygularken de Alman askerlerini öldürüp, kafa derilerini yüzerek korku psikolojisini sonuna kadar kullanıyorlar. Askerlerin içinde dilden dile yayılan birimin adı Soysuzlar Çetesi oluyor. Biz de filmin geri kalanında Albay Hans Landa, Shosanna ve Soysuzlar Çetesi’ne ait hikâyelerin hangi noktada kesişeceğini merakla bekliyoruz.
Bakış açısına yönelik yer yer eleştirilse de 8,3’lük IMDb puanıyla izleyicisinin beğenisini kazandığını söyleyebiliriz.