Denizlerin, maviliklerin ve Ege Kıyıları’nın öykülerini bizlere aktararak ünlenen Halikarnas Balıkçısı’nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) otobiyografik anı kitabı olan “Mavi Sürgün”, 1961 yılında yayımlandı. Cevat Şakir’in aslında bir sürgün ile başlayan maviliklere yolculuğu bu kitapta en derin ayrıntılara kadar anlatılıyor. “Mavi Sürgün” usta yazarın külliyatında yer alan tek anı kitabı olarak dikkat çekiyor.
Kitabın ilk girişinde Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Halikarnas Balıkçısı olmadan önceki yaşamından kesitler okuyucuya sunuluyor. Osmanlı’nın son dönemi, I. Dünya Savaşı sırasında ülkenin hali ve İngilizlerin Türklere uyguladığı zulüm güçlü bir anlatım ile resmediliyor. Bu dönem ile başlayan kitap, başlıklar halinde Cevat Şakir’in yargılanma sürecine ve İstiklal Mahkemesi’nden çıkan kararın sonuçlarına kadar her dönemi bizlere aktarıyor.
Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın aile çiftliğinde çıkan bir tartışma sonucu babasını kazara vurması, bir Osmanlı soylusu olan babasının ölümü ve usta yazarın bu nedenle cezaevine düşüşü bu kitapta detaylandırılmasa da Halikarnas Balıkçısı’nı sürgüne götüren hikayenin başlangıcının bu olaydan çıktığını biliyoruz. Cezaevindeyken muhalif bir yazar tavrı takınan Cevat Şakir, Cumhuriyet’in ilk dönemlerindeki asker kaçakları ve askeri rejim ile ilgili hükümeti rahatsız eden yazılar yazınca, yakalanarak İstiklal Mahkemeleri’ne çıkarılır. Bu süreç ve bundan sonra gelen sürgün süreci detayları ile bu kitapta anlatılır.
Cevat Şakir, çıkan sürgün kararı sonra hiç bilmediği Bodrum’a gidecek ve Bodrum’da geçirdiği yıllarda, şirin Ege kasabasına aşık olacaktır. Yöre insanını ve denizleri analiz edecek, sonunda Halikarnas Balıkçısı adıyla öyküler yazan bir Anadolu ozanı olarak karşımıza çıkacaktır.