Jojo Rabbit, dünya prömiyerini 8 Eylül 2019’da yaptı ve Türkiye’de 31 Ocak 2020’de vizyona girdi. Amerikan Film Enstitüsü’ne göre yılın en iyi on filminden biri seçildi. Çeşitli ödül törenlerinde toplam 192 ödüle aday oldu ve biri Oscar olmak üzere 48’ini kazandı. Filmin bu denli ses getirmesinin birden çok etkeni var tabii. Bunlardan biri yönetmen Taika Waititi’nin hiciv ağırlıklı tarzı. Senaryosu Christine Leunens’in Caging Skies adlı kitabından uyarlama olan filmin diyalogları Waititi etkeniyle bir hayli sarkastik. Scarlett Johansson, Sam Rockwell, Rebel Wilson gibi isimlerin yer aldığı kadroda yönetmen Taika Waititi de bulunuyor. Filmin baş kahramanı Jojo Betzler’ı Roman Griffin Davis, Jojo’nun baş düşmanlarından biri olarak gördüğü Elsa’yı da Thomasin McKenzie canlandırıyor.
Jojo Betzler, İkinci Dünya Savaşı döneminde Almanya’da yaşıyor. Hitlerjugend (Hitler Gençliği) üyesi olan 10 yaşındaki Jojo, tam bir Nazi fanatiği. Öyle ki hayali arkadaşı bile Adolf Hitler. En büyük hedefi ise Hitler’in özel koruması olabilmek. Savaş döneminde annesiyle çok rahat bir yaşam süren Jojo’nun hayatı rengarenk ve bu ekrana da yansıyor. Karakterimiz bir hafta sonu üye olduğu Hitlerjugend kampına gidiyor. Burada askerî eğitim veriliyor. Eğitim sırasında Jojo’dan bir tavşanı öldürmesi isteniyor. Jojo’nun da gönlü el vermiyor. O, tavşana zarar veremeyince kamptaki çocuklar hep birlikte “Tavşan Jojo! Tavşan Jojo!” diye bağırmaya başlıyor. Bizdeki korkak tavuk minvalinde bir anlama gelen benzetme Jojo’yu sinirlendiriyor. Cesaretini göstermek için elinde bombayla koşmaya başlayınca da yüzü yaralanıyor. Onlara canavarlaştırılarak anlatılan Yahudiler gibi çirkinleştiğini düşünen Jojo, artık Hitler’in özel koruması olamayacağını düşünüyor. Fakat eve dönüp annesinin sırrını yakalayınca hedefi için yeni bir yol keşfediyor.
Sonuç olarak Jojo Rabbit, Nazi propagandasının çocuklar üzerindeki etkilerini net olarak görebileceğimiz bir film. Savaştan ziyade yetişkinlerin nefretinin çocukları nasıl etkilediğini görmek için de izleyebilirsiniz.