"Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum", izleyicinin kafasını karıştıran, sürükleyici, ortamın ve mevsimin soğuğunu çok iyi hissettiren, yer yer hüzünlendiren bir film. 103 farklı ödüle aday gösterilip 14’ünü kucaklamayı başarmış filmin yönetmeni Charlie Kaufman. Başrollerde ise Jesse Plemons, Jessie Buckley ve Toni Collette yer alıyor. Film 2020 yapımı, 2 saat 14 dakika sürüyor ve dram ile gerilim arasında gidip geliyor."Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum", Iain Reid’in 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan kitabından uyarlama. Kitabı okumamıştım, filmi de izledikten sonra düşüncelerimi toplayıp neler olduğunu anlamakta hayli zorlandım. Bazı yerleri tekrar tekrar izlemek zorunda hissettim kendimi.
Film, genç bir kadın ile yeni erkek arkadaşının (Jake) karlı bir günde uzun bir araba yolculuğu ile başlıyor. Genç kadın ilişkisine tam anlamıyla güvenmiyor ve içinde şüpheler barındırıyor, Yine de Jake’in ailesini ziyarete gitmeyi kabul ediyor. Ancak ailenin çiftlik evine vardıkları an işler ilginç bir hale gelmeye başlıyor. Bu noktada şunu belirtmekte fayda var: Biz seyirciler olarak genç kadının gözünden izliyoruz filmi. Eşyaları, fotoğrafları, insanları, olayları onun gibi izliyoruz ve onun kadar şaşırıyoruz. Genç kadın hızını artıran kar fırtınası yüzünden Jake’in annesi ve babası ile çiftlikte kalmak durumunda kalıyor. O noktadan sonra kendisi, sevgilisi ve yaşam ile ilgili bildiği ya da anladığını sandığı her şeyi sorgulamaya başlıyor. Buraya kadar hiç spoiler vermedim! Ama film bu basit olay örgüsünün üzerine inşa edilen bir şahaser. Katman katman anlayabileceğiniz, belki ikinci hatta üçüncü sefer izlediğinizde oturtabileceğiniz göndermeler ile dolu. Pişmanlık ve zaman kavramı öyle güzel verilmiş ki, benim çok sevdiğim filmlerden bir tanesi oldu. Hatta daha izlerken öyle olacağını anlamıştım desem, abartmış sayılmam. Lütfen hiçbir spoiler almadan, sakin bir ortamda izleyin bu filmi. Hatta kış mevsiminde, dışarıda kar yağarken izlerseniz tadından yenmeyecektir. İyi seyirler!