Canım Kardeşim filmi her seferinde gerçekten insanın boğazını düğümlüyor. Yoksulluk, yaşamın dinamikleri arasında toplumları etkilemiş, birçok dengeyi değiştirmiş lanetli bir gerçek. İnsanlar ne kadar iyimser ve mutlu olmaya çalışsa da yoksulluk bu temiz duygulara kirli elleriyle dokunabilir. Nitekim, kendi garip dünyalarında yaşamlarını devam ettirmeye çalışan güzel insanlar, kardeşlerinin hastalık belasıyla alt üst olan hayatlarını bize net bir şekilde yansıtıyorlar. Bundan dolayı bu dram filminin etkisi belki de yıllarca yüreğimizin orta yerinde duruyor. Dram filmlerinin amacı bu değil midir zaten? Bizi acı gerçeklerle buluşturup gözümüzü açıyor.
Filmin küçük kahramanı, Kahraman Kıral hepimizin içini acıtan o anları salt bir gerçeklik olarak yansıtıyor. Senaryosu Sadık Şendil tarafından yazılan Canım Kardeşim filminde Eğilmez’in farklı bir yönü gözler önüne seriliyor. Film, yetersizliğin, parasızlığın ve sosyal devlet olamamanın ağır eleştirilerini seyirciye başarılı bir şekilde ilerliyor. Ayrıca filmin bu kadar başarılı olmasının en önemli unsurlarından bir diğeri de Cahit Oben’in içimizi yakan o müthiş ezgileri. Tüm bunlar Canım Kardeşim filmini onlarca ödül kazanmış bir başyapıt hâline getiriyor.
Birgün yüzüne bakıp "zengin çocuğu" dediğimiz yarın "garibin ekmeğini" hissettiriyorsa bize; oyuncu vermesi gerekeni vermiş, seyirci de alması gerekeni almış demektir..
Ondan sebep, bu büyük değerleri ayakta alkışlıyorum...