Christopher Nolan’ın imzasını taşıyan ve 2010 yılında beyazperdeye taşınan bir film olan Başlangıç, vizyona girdiği yıl sekiz dalda aday olduğu Akademi Ödülleri’nde dört Oscar ödülünü kazandı. Nolan’ın yönetmenlik ve kurgu başarısının ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne seren filmde, başta başrol oyuncusu Leonardo Di Caprio olmak üzere tüm oyuncular yıldız gibi parlıyor. Filmin hem senaristliğini hem de yönetmenliğini Nolan üstlenince, ortaya metaforlarla ve göndermelerle dolu bir filmin çıkmaması imkansız elbette. Bu nedenle “Beyin Yakan Filmler” gibi isimler taşıyan film listelerinde de çok yüksek ihtimalle karşılaşacağınız Başlangıç’ı iki buçuk saat boyunca hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamaya çalışarak izlemeniz gerekiyor.
Başlangıç, Di Caprio’nun hayat verdiği Dom Cobb adlı yetenekli hırsızın hikayesi. Dom Cobb’u diğer tüm hırsızlardan ayıran ilginç ve nadir görülen bir becerisi var: O, insanların rüya gördüğü anlarda zihinlerindeki karanlık ve değerli sırları ele geçirebiliyor. Bu beceri onu suç aleminin en kıymetli insanlarından biri haline getirse de bir yandan da hayatında sevdiği herkesi ve her şeyi kaybetmesine neden olmuş. Günün birinde Dom Cobb’a, son bir görevi başarıyla tamamlaması halinde eski hayatını geri alabileceği bir fırsat sunuluyor. Ancak bu fırsatı yakalayabilmesi için “başlangıç” adlı görevi yerine getirmesi, mükemmel bir suç işlemesi gerekiyor.
Başlangıç her şeyden önce, beyazperdede karşılaşabileceğiniz en detaycı ve katmanlı filmlerden biri. Nolan filmin senaryosunu kaleme alırken her bir ayrıntıyı ince ince dokumuş adeta. Örneğin, filmin baş karakterlerinin isimlerinin baş harfleri birleştiğinde, ortaya “dreams”, yani “rüyalar” sözcüğü çıkıyor. Filmdeki diğer üç karakteri de bu şablona eklediğinizde, elde ettiğiniz sözcük grubu “dreams pay”, yani düş hırsızı oluyor. Yalnızca bu örnek bile, Nolan’ın filmi inşa ederken hiçbir seçimi tesadüfen yapmadığının en somut göstergelerinden biri. 500’den fazla görsel efektin kullanıldığı film, sinematografik açıdan da bilim-kurgu sinemasında önemli bir dönüm noktası. Hatta Nolan Başlangıç ile çıtayı öyle yüksek bir yere yerleştirdi ki daha sonradan imza attığı filmler bile Başlangıç’tan daha iyi olmamakla eleştirildi.