Korku filmlerinin bir alt türü olarak tanımlayabileceğimiz “teen slasher” terimini duymuş muydunuz? Bu terim genellikle bugüne dek onlarca farklı (başarılı ve başarısız) örneklerini gördüğümüz, bir grup gencin başına gelen korkunç olayları anlatan filmleri tanımlamak için kullanılıyor. Zaten bir grup gencin neşeyle birtakım işlere koyulup sonra da genellikle sırayla öldükleri filmlere her birimiz aşinayızdır. Az önce de belirttiğimiz gibi, bu filmlerin iyi ve kötü örnekleri oldukça fazla. Netflix’te 2021 yılında ve üç film halinde yayınlanan Fear Street (Korku Sokağı) serisi de görece başarılı örnekler arasında gösteriliyor. Üç filmin de yönetmen koltuğunda Leigh Janiak’ı görüyoruz. R. L. Stine’ın aynı isimli roman serisinden uyarlanan filmler sırayla Fear Street: 1994, Fear Street: 1978 ve Fear Street: 1666 şeklinde sıralanıyor.
Söz konusu filmler Netflix tarafından aynı yılda, hatta birkaç gün arayla yayınlandı. Bu sayede korku filmi tutkunlarına uzun soluklu bir izleme deneyimi yaşama fırsatı sunan platformda, 2023 yılı itibarıyla hâlen tüm yapımları bulabiliyoruz. Fear Street serisi aslında konusu ve işleyişi itibarıyla kendi türünde harikalar yaratmıyor ya da bu türe yeni buluşlar katmıyor. Ancak iddiasını derli toplu bir şekilde gerçekleştirebilmesi, gerilim atmosferini başarılı bir şekilde kurması ve klişelere çok fazla saplanmaması sebebiyle birçok izleyici tarafından başarılı da bulunuyor.
Gelelim, hem serinin hem de ilk filmin konusundan söz etmeye: Aslında tüm seride, Shadyside isimli küçük bir kasabada yaşanan gizemli olayları ve işlenen cinayetleri izliyoruz. Her bir film bu kasabanın farklı yıllarda yaşadığı olaylara odaklanıyor. İlk filmde 1994 yılıyla başlayıp son filmde 1666 yılına kadar uzanıyoruz. İlk filme bir grup genç, Shadyside kasabasının geçmişine gizlenmiş karanlık sırların peşine düşüyor. İkinci filmde Camp Nightwing’de işlenen bir dizi cinayete, üçüncü filmde de kasabanın kökenine ve üzerindeki lanetin kaynağına odaklanıyoruz.