Başta geçen yılın Türkiye Süper Ligi şampiyonu; dahası o takımı tuttuk ya da tutmadık ve hep bildik ki hangi takımda oynasa da gönlünün, kalbinin Beşiktaş'ta olduğunu bildiğimiz Sergen (Hoca); çok güzel ki gönlünü gömdüğü yerde, o stadta belki de çocukluk hayallerini dahi aşıp şimdi o güzel ve duyarlı takımın futbol patronu oldu.
Anadolu'da buna "top" denir ve o ağızla topu bilen, oyuncunun psikolojisini bilen, nabzı 165-170 atarken kenara çağırdığı topçunun hırçın tavrına gönül koymayan örnek bir hoca bence. Ve hatta Barcelona için hoca olarak Xavi ne ise hem Beşiktaş hem de Türkiye için Sergen de odur.
Şekerbegoviç, Kovaçeviç, Gordon Milne gibi enteresan ve dirayetli kararları koşulayan Beşiktaş için bir özet gibi görünen; üniversite mezunu topçu da olurmuş dedirten o muhteşem kadronun hem idealist, hem yakışıklı, hem karizmatik ve halihazırda toplumun her kesimince saygı duyulan futbolcuları ile belki de Türkiye futbol tarihinin akışını müsbet anlamda değiştiren bu müstesna takımın en ideal kadrosunu gel zamandan bağımsız beraber kuralım.
Metin, Ali, Feyyaz (MAF) çok şeydir. Beşiktaş sahip olduğu değerlere ve taraftarına; takımın gerçek sahibi olanlara sahip çıkarak hepimiz için çok şeydir. Bundan sebep herkes herkese kızar ve der ki; "Beşiktaş" hariç. Beşiktaş'ın şampiyonluğu en çok Beşiktaşlıları mutlu etse de onların mutluluğu renkli takım taraftarlarını çok da mutsuz etmez.
Sonraları Gökhan, Şenol, Sergen ve daha niceleri... Efsaneler.
2. Takım
Kalede Fabri, sol bek Adriano, sağ bek Ali Eren, bek Gökhan Keskin, bek Marcelo, libero Madida, orta saha Giunti, orta saha ileri Pancu, sağ açık Ahmed Hassan, sol açık Münch, forvet Carew.
Metin-Ali-Feyyaz bunlar Baba Hakkı gibi efsaneler arasındalar..