Prömiyeri 2022 yılında düzenlenen Berlin Film Festivali’nde gerçekleştirilen Aşk, Mark ve Ölüm Cem Kaya’nın imzasını taşıyan bir belgesel film. İlerleyen süreçte hem İstanbul Film Festivali’nde hem de Ayvalık Film Festivali’nde boy gösteren yapım, vizyona girerek izleyicilerle buluştuktan sonra MUBI’nin Türkiye kütüphanesine eklendi. 2023 yılı itibarıyla belgesele hâlen MUBI üzerinden erişmek mümkün. Belgeselin yönetmenliğinin yanı sıra; senaristliğini, kurguculuğunu ve görüntü yönetmenliğini de Cem Kaya üstleniyor. Mehmet Akif Büyükatalay’ı ise senarist yapımcı koltuğunda görüyoruz. 1 saat 33 dakika uzunluğundaki yapım, ülkemizden çıkıp Almanya’ya uzanan yaklaşık altmış yıllık bir müziğin tarihini anlatıyor.
1961 yılında Almanya’nın Türkiye’den işçi kabul etmesiyle ülkemizden başlayan büyük göç dalgası, Almanya’da yıllar içinde bağımsız bir müzik kültürü oluşmasına vesile oldu. Almanya’ya göçenlerin çocuklarının, daha sonrasında da torunlarının yaşattığı bu kültür son derece ilginç ve çarpıcı bir hikayeye sahip. Biz bu yolculuk sayesinde Cem Karaca, Killa Hakan, Derya Yıldırım, Derdiyoklar ve Muhabbet gibi isimleri tanıyoruz. Almanya’daki Türk göçmenlerin rap’ten rock’a, sazdan söze uzanarak anlattıkları dertleri; Almanya’daki müzik piyasasının da büyük bir dönüşüm geçirmesine sebep oldu. Elbette bu dönüşümün sosyal ve kültürel sonuçları da doğdu. Aşk, Mark ve Ölüm de hem göç yolculuğu hem de bu yolculuğun neticesinde her iki ülkenin de sosyokültürel kodlarına işleyen müzik anlatılıyor.
Çekimleri ve montajı yaklaşık beş sene içinde tamamlanan Aşk, Mark ve Ölüm çok geniş bir arşiv taramasının ve materyal havuzunun içinden doğmuş bir yapım. Tarihi ve politik bir duruşu da olan filmde müziğin arkaplandan hiç eksik olmadığı bir yakın tarihi takip ediyoruz. Eğer müziğe ilgi duyuyorsanız siz de Aşk, Mark ve Ölüm’ü izlenecekler listenize gönül rahatlığıyla dahil edebilirsiniz.