Seat Hakkında
Avrupa’nın en köklü otomotiv markalarından biri olan Seat, 9 Mayıs 1950 tarihinde İspanya’da kuruldu. İkinci Dünya Savaşı sonrası canlanan Avrupa ekonomisi, üretim ve geliştirme yoluna gidince savaş öncesi duraksayan otomotiv sektörü hızla canlandı. İspanyol hükümeti, ortada bulunan büyük pastadan pay alabilmek amacıyla, bir otomobil fabrikası kurulmasını istiyordu. Hükümetin isteği ile ilk otomobil fabrikası Seat adıyla, Barcelona dolaylarında kuruldu. Seat isminin kökeni, İspanyolca “Sociedad Espanola de Automoviles de Turismo” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmaya dayanıyor.
Seat, 1950 yılında kurulur kurulmaz Avrupa’nın dev otomotiv firmalarının dikkatini çekti. 1952 yılında Seat, İtalyan FIAT firması ile ortak üretim anlaşması imzaladı. Aynı yıl üretilen Seat 1400, markanın çehresini değiştiren model oldu ve FIAT – Seat ortaklığının ilk meyvesi olarak tarihe geçti. Bu modelin ardından Seat 600 modeli piyasaya çıktı. Daha küçük boyutta ve hatcback yapıdaki Seat 600, beklenmedik derecede büyük bir başarı yakaladı. Seat 600’ün üretimi tek fabrikadan karşılanamayınca Madrid’e ikinci Seat fabrikası kuruldu. Bu fabrikadan sonra da Kolombiya’da yeni bir üretim tesisi Seat adına hizmete girdi.
1970’li yıllarda Seat ve FIAT ortaklığı son gaz devam etti. Fenomen FIAT 124 modeli aynı zamanda Seat 124 olarak da satışa sunuldu. Özellikle bu model iki şirketin dünya çapında büyük kazanç elde etmesini sağladı. 1980’lerin başına kadar süren dev ortaklık, çıkan anlaşmazlıklar sonucunda sona erdi.
Seat, 1982 yılında Alman devi Volkswagen ortaklık başlattı. Bu ortaklık çok başarılı sonuçlar verdi. Seat Ronda, bu ortaklığı pekiştiren model oldu. İyiye giden ivmeyi gören Volkswagen, Seat’in %99 hisselerini satın alarak markanın yeni sahibi oldu. 1990 yılında, Seat’i satın alan Volkswagen İspanyol asıllı markaya altın çağlarını yaşattı. Seat Ibiza, Seat Cordoba, Seat Toledo gibi efsane modeller Volkswagen çatısı altında üretildi.
Günümüzde 70. yılını deviren Seat markası, Volkswagen ile birlikte yoluna dolu dizgin devam ediyor.
Dış tasarım olarak iddiasız olması, kendi grubundaki muadil araçların altında fiyatlandırmaya tabi tutularak alınabilirliğini kolaylaştırıyor. 100 km hızın üzerine çıkıldığında tavan oluklarından rüzgar sürtünme sesini duymak mümkün. Aynı zamanda kronik bir sorun olarak vites topuzu derisi soyulmakta ancak garanti kapsamına "kullanıcı hatası" olarak değerlendirilip dahil edilmemektedir.
Bazı Arona'larda soğuk havalarda ön amortisör kulelerindeki katılaşma deneniyle araç ısınana kadar kasis ve dönüşlerde ses yapmaktadır. Her iki sorunu da kronik olarak değerlendirmek mümkün olabilir. Haricinde DSG şanzıman konforunun motor ile uyumu da muazzam. Bir grup aracı olduğu için de yedek parça temini grup dışı markalara göre daha kolay. Tercih etmek için artısı, eksisinden kesinlikle daha fazla.