Öncelikle “Metaverse’’ kavramına temelinden bakarsak, sonraki etapların zihnimizde daha kolay canlanacağını söylemek mümkün. Metaverse, aslında en basit tabiri ile sanal bir evren. Bilgisayarlar, 3D araçlar ve işletim sistemi tabanlı taşınabilir cihazlar sayesinde işleyen bir evren. Fiziksel gerçekliği, teknolojik cihazlar aracılığı ile sanal ortama taşımak Metaverse sistemlerin yaratılmasıyla mümkün kılındı. Çağımızın teknolojisi, sanal bir dünyada online olarak yaşayabilmemize olanak sağlayan sistemleri sonunda gerçek hayata entegre etme aşamasına geldi. Aslında anlayacağınız artık paralel evrenlerde farklı hayatlar yaşamak mümkün.
Metaverse’ye biraz farklı bir açıdan bakacak olursak, çok kapsamlı bir veri deposu olduğunu söylemek de mümkün; sanal ortamlarda, fiziksel olarak etkileşime girerlerken aynı zamanda uygulama, fikir, içerik vb. konularda alışveriş yapmalarına olanak sağlayan bir sistem olduğunu söylemek de... Bu sistem, aynı zamanda belirttiğimiz şeyleri yapma ve oluşturma yeteneğini ifade ediyor. Metaverse evreni, kullanıcıların (insanların), yeni insanlar ile tanışmak, yeni bir kariyer inşa etmek, ticaret yapmak gibi durumlar için dijital aracıları ve yazılımsal hizmetleri kullanmalarına olanak sağlıyor diyebiliriz. Metaverse kavramı henüz emekleme aşamasında olmasına rağmen, birçok marka ürünlerini pazarlamak ve markasının etkileşimini artırmak için bu sistemleri kullanıyor.
Peki, Metaverse kavramının ne olduğundan biraz bahsettik de bu kavramın başlangıcı neresi oldu, nereden türetildi? Metaverse, kelime olarak ‘’meta’’ ve ‘’universe’’ kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Yani dilimize çevirdiğimizde ‘’ öteki /öte evren’’ veya ‘’evren ötesi’’ gibi bir karşılığı var. Buradan Metaverse kavramının aslında ne anlatmak istediği basitçe ortaya çıkıyor. Kurgusal evren tanımlamalarının hepsi Metaverse olarak adlandırılıyor. Metaverse’nin ilk çıkış noktası ise bir roman. Kavram ilk kez Neal Stephenson tarafından, 1992 yılında yayımlanan ‘’Snow Crash’’ adlı bilimkurgu romanında, kurgusal bir dünyayı nitelemek amacıyla kullanıldı. Tabii ki o dönemde Metaverse evreninin bu noktaya geleceğini neredeyse hiç kimse tahmin etmiyordu. Günümüzde ise yaratılan sanal evrenler, geleceğin en önemli teknolojileri arasında gösteriliyor.
Metaverse evreninde, insanlar bilişsel varlıklarını fiziksel bir ortamda temsil edebiliyor ve birbirleri ile çok uzaklardan iletişime geçebiliyorlar. Hem de bunu aynı ortamda bulunurcasına yapabiliyorlar. Yine de Metaverse evreni projelerinin, yolun daha çok başında olduklarını hatırlatmak gerek. Bilimkurgu filmlerinde olduğu gibi gerçek dünya ile sanal dünya arasında ayrım yapmayı güçleştirecek kadar ileri düzeyde değiller. Ancak bu durumun çok kısa bir süreçte değişmesine kesin gözüyle bakılıyor. Metaverse projeler, gelen yatırımlar ile birlikte hızlıca büyüyorlar ve gelişiyorlar.
Son dönemlerde bu projelerin popülerliğinin artmasında ve büyük kitlelere yayılmaya başlamasında en önemli etken kuşkusuz Mark Zuckerberg. Teknoloji dünyasının en başarılı figürlerinden Zuckerberg’i hepimiz Facebook çatısı altındaki şirketlerin sahibi ve CEO’su olarak biliyoruz. Facebook, öncelikle sanal gerçeklik ürünleri şirketi Oculus’u alarak sektöre ciddi manada yatırım yaptı. Şirketin Metaverse yatırımlarını artıracağını ve daha çok bu alanda çalışacağını ifade eden Zuckerberg, yeni teknolojinin hızla ilerlemesini sağlayacak her türlü teklife açık olduklarını söyledi. Bunun üzerine Facebook, 2021 yılının sonlarına doğru şirketin adını Meta olarak değiştireceğini duyurdu. Bu değişiklik hızlı bir şekilde uygulandı. Şirket artık yoluna Meta adıyla devam ediyor.
Zuckerberg ve Facebook hanedanlığının olaya dahil olması Metaverse projelerini ciddi manada göz önüne taşıdı. Teknoloji dünyasında zaten yavaş yavaş popülerlik kazanmaya başlayan projeler hızlı bir şekilde gündem oldular. Tabii ki bu kadar getiri potansiyeli yüksek, gelişmeye açık bir alana yatırım yapan tek şirket Meta değil. Meta yürüteceği projelerde yazılım devi Microsoft’tan destek alacağını açıkladı. Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Microsoft, yapacağı Ar - Ge çalışmaları ile bu dünyayı bakalım hangi boyutlara taşıyabilecek. Hepimiz bu büyük ortaklığın meyvelerini merakla bekliyoruz.
Metaverse projelerinin bir diğer güçlü destekçileri ise oyun şirketleri. Malumunuz VR (sanal gerçeklik) bazlı oyunlar zaten Metaverse projelerin temelini oluşturan sistemlerdi. İlk karşılaştığımız Metaverse evrenler bu oyunlar oldu. Oyunların teknoloji ile birlikte gelişmesi ve son derece gerçekçi evrenlerin yaratılması planı, bu alanda çalışan şirketlerin nihai hedefi olarak biliniyor. Örneğin çevrimiçi bir oyun platformu ve oyun yaratma mekanizması olan Roblox, bu projelere en çok Ar-Ge bütçesi ayıran firmaların başında geliyor. Yine birçok farklı platform azımsanamayacak boyutta yatırımlarını bu alana kaydırmış durumda.
Hazır oyunlar demişken, oyunlar ve Metaverse evrenler ilişkisinin bilinen somut örnekleri arasında blockchain zinciri tabanlı oluşumları gösterebiliriz. Sanal gerçeklik veya artırılmış gerçeklik projeleri olan oyunlar, blockchain sistemini kullanılarak hayata geçiriliyor. Bunun sonucunda karşımıza blockcahin temelli Metaverse evrenler çıkıyor. Bu evrenlerde elde edilen dijital varlıkları blockchain zinciri üzerinde kaydetmek ve saklamak mümkün. Bilindiği üzere blockchain temelli bir diğer sistem olan kripto paraların en çok yatırım yaptığı alanlardan biri de Metaverse projeler. Genellikle, geliştirilen oyunlar üzerinden gerçek kripto para kazanmayı ya da ticaret yapmayı sağlayan sistemler aracılığı ile büyük bir dünya yaratılmış durumda. Günümüzde birçok popüler kripto para tabanlı Metaverse evreni projesi bulunuyor. Gelecekte bu sayının bugünden çok daha fazla olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Sanal evren çalışmalarındaki ilerlemenin en hızlı olduğu kısım burası. İnsanlar oyun oynayarak, ya da sanal gerçeklikte oluşturdukları mallarını satarak gerçek kripto para kazanabiliyorlar. Hal böyle olunca bu projelerin cazibesi gün geçtikçe artıyor.
Meta, Microsoft, Nvidia hatta Adidas gibi büyük şirketlerin bu pazara yatırım yapıyor oluşu, blockchain tabanlı kripto piyasasını oldukça hareketlendirmişti. Birçok Metaverse coin bu sayede değerini kat kat artırdı ve kripto para piyasasında söz sahibi konuma geldi. Artık sanal dünyanın sanal paraları, gerçek dünyanın içerisinde yer alan aktif rol oyuncularına dönüşmüş durumdalar.
Peki, en popüler Metaverse projeleri hangileri? Bu sorunun cevabına isterseniz gelin beraber bakalım.
1. Decentraland (MANA)
Dünyanın en efsane oyunlarından ‘’Minecraft’’ benzeri bir yazılımsal tabana sahip olan Decentraland, Metaverse tabanlı oyunların ilk temsilcilerinden. Oyunu merkezi olmayan bir sitsem üzerine kurulu üç boyutlu bir platform olarak tanımlayabiliriz. Platform ile ilintili üç farklı coin borsalarda işlem görüyor. MANA, LAND ve ESTATE oyunun farklı alanlarında kullanılıyorlar. Bunlardan en popüleri MANA, 3 Amerikan doları civarında bir değere sahip.
2. Axie Infinity
Ünlü Japon anime ‘’Pokemon’’dan esinlenen Axie Infinty, NFT tabanlı bir çevrimiçi video oyunu. Aslında grafik olarak bildiğimiz ateri oyunu kafasında yapılmış. Bu evren oyuncuların, Axies ismi verilen sevimli canavarları toplamasına, çiftleştirmesine, geliştirmesine, savaştırmasına ve takas etmesine imkan sağlıyor. Böylece Ethereum tabanlı AXS ve SLP isimli kripto paraların kullanıldığı sanal bir gerçeklik projesi yaratılmış oluyor. Özellikle AXS, Metaverse tabanlı coinlerin en değerlileri arasında yer alıyor. Günümüzde oyunun bilinen yüz binlerce kullanıcısı var.
3. Sandbox
Sandbox, tamamen kullanıcılar tarafından yönetilen merkeziyetsiz Metaverse projelerinin önemli örneklerinden biri. Kullanıcılar, oyunun içerisinde NFT’ler şeklinde dijital varlıklar oluşturabiliyorlar. Etherium ağı üzerine kurulu bu sistem, kullanıcıları ürettikleri içerikler üzerinden ödüllendirmeyi amaçlıyor. Oyun SAND isimli kripto parayı kullanıyor.
4. Bloktopia
Metaverse oyun projeleri içerisinde son dönemde en çok dikkat çeken işlerden biri olan Bloktopia, ilginç yapısı ile de adından sıkça söz ettiriyor. Bitcoin’in 21 milyon adetlik arz rakamına istinaden 21 katlı bir gökdelen olarak inşa edilen oyunda, toprak sahibi olmak, sahip olunan mülkiyeti kiralamak ve satmak mümkün. Bloktopia projesinin kurucuları, oyunun dünyanın en başarılı ve gerçek zamanlı 3D motoruna sahip olduğunu iddia ediyorlar.
5. Star Atlas
Bir diğer önemli Metaverse projesi ise Star Atlas. Solana (SOL) blockchaini üzerine inşa edilen sistem, oyna kazana dayalı bir proje olarak tanımlanabilir. Çevrimiçi oynanan ve çok sayıda aktif oyuncuya sahip olan Star Atlas, son derece başarılı bir 3D motora sahip. Böylece oyun gerçek zamanlı alanları ve harika bir görüntü kalitesini oyunculara sağlamaktan geri kalmıyor. Bir bilimkurgu evreni olan Star Atlas’ta NFT alıp satmak mümkün. Oyunda ATLAS ve POLIS olmak üzere iki coin mevcut. Star Atlas’ın yönetim tokeni olarak POLIS, oyundaki alım satımlar içinse ATLAS oyuncular tarafından kullanılıyor.
6. Enjin
Enjin, aslında Metaverse piyasasında güvenliği sağlayan ve dolaşım kolaylığı oluşturan bir sistem olarak adlandırılabilir. Sistem tam olarak kullanıcılarına Etherium blockcahin ağı üzerinde sanal ürünler oluşturma ve yönetme imkanı sağlayan bir yazılım diyebiliriz. Enjin sayesinde NFT oluşturmak ve onları güvenli bir şekilde satmak mümkün. NFT ve sanal oyun içi ürünlerin satışındaki yüksek komisyonlar da artık korkulu rüya olmaktan çıkıyor. Enjin’in kendisi ile aynı adı taşıyan tokeni ENJ, son dönemde kripto borsalarında oldukça popüler.
7. Radio Caca
Mark Zuckerberg’in annesinin yatırım yapması ile gündeme gelen Radio Caca, popüler Metaverse projeleri içerisinde şimdilik en mütevazı olanı. Ancak yakın gelecekte büyük bir patlama yapması kuvvetle muhtemel. Radio Caca, yepyeni bir sanal dünya inşa etmeye dayalı bir sistem. Kendilerine özgü bir sanal dünya yaratmak isteyen internet kullanıcıları, sistemi işletiyorlar. Radio Caca, birçok Metaverse evreni gibi merkezi olmayan bir organizasyon. RACA isimli kripto para oyunda kullanılıyor. RACA’nın yakın gelecekte en önemli Metaverse coinlerinden biri olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Sanırım bilimkurgu filmlerinde bu da gerçek olmaz herhalde diye iç geçirdiğimiz her şey bir şekilde "gerçek" hayatta karşımıza çıkacak gibi. Geçmiş ile gelecek arasındaki köprünün uzunluğu da git gide artıyor bu konuda haklısınız. Biraz kendimizi zamana bırakıp gidişatı seyretmek iyi olacak gibi :)