13 Ağustos 1899’da İngiltere’de doğmasına rağmen Ridley Scott gibi neredeyse tüm kariyeri ABD’de geçtiği için adı Amerikan sinemasıyla özdeşleşmiştir. Özellikle Hollywood gerilim filmleri denilince, akla ilk gelen isimdir. Bu tarz filmlerin atası olarak nitelendirilir. Aslında bir mühendis olan Hitchcock, filmlerini de bu mantıkla çekmiştir. Hiçbir detayı atlamayan, sahneleri defalarca çeken, tüm her şeyi hesaplayan yapısıyla tanınır.
Kariyerine mühendis olarak başlayan Hitchcock, sinemaya oldukça meraklıydı. Paramount Stüdyoları’nın İngiltere’ye ofis açacağını öğrendiği andan itibaren tüm konsantrasyonunu orada çalışmaya harcadı. 1919’da Paramount’un bir kolu olan şirkette işe başladı. Birçok projede yer almasına rağmen iki dünya savaşı arasında geçen dönem ABD’ye gidene kadar onun için pek parlak değildi.
1939’da, 2.Dünya Savaşı zamanı, Hollywood’a gelen Hitchcock, burada kült haline gelecek, Rebecca (1940), Strangers on Train (1951), Rear Window (1954), Vertigo (1958), Pscyho (1960) ve Birds (1963) gibi filmlerle adından söz ettirdi. Bu yapımları; farklı bakış açısı, tekniği ve detaycılığı ile büyük beğeni topladı. 5 defa da Oscar ödüllerinde En İyi Yönetmen ödülüne layık görüldü.
Bu üstün başarıları sonucu, İngiliz Kraliyeti kendisine “Sir’’ ünvanı vermiştir. Hitchcock 1980’de 81 yaşında Kaliforniya’da aramızdan ayrıldı. Arkasında birçok harika film ve gelecek nesillere örnek oluşturacak önemli bir üslup bıraktı.