2021 yılının sonlarında HBO Max’te yayınlanmaya başlayarak izleyicilerle buluşan Station Eleven, başrollerini Mackenzie Davis ile Himesh Patel’in paylaştığı bir HBO orijinal dizisi. Ölümcül bir virüsün tüm dünyaya yayılmasının ardından yaşananları konu eden post-apokaliptik bir yapım olan dizi, Emily St. John Mandel’in aynı isimli bestseller romanından uyarlanarak ekranlara taşınmış. Distopya türündeki yapımları sevenlerin de çok beğenebileceği Station Eleven’ın en dikkat çekici özelliklerinden biri, bu türden yapımlarda alışık olduğumuz kaotik atmosferi ikinci planda tutması. Daha da detaylı açıklamak gerekirse, post-apokaliptik bir dünyayı anlatan dizi ve filmlerde genellikle hayatta kalan insanların panik ve telaş içinde verdiği hayatta kalma mücadelesini izleriz. Ancak Station Eleven bunlara kıyasla çok daha sakin ve ayakları yere basan bir atmosfere sahip.
Station Eleven’ın bir başarısı da oyuncu, yönetmen ve senarist kadrosunun çok güçlü olması. Dizinin yönetmeni, Atlanta ile Emmy adaylığına da layık görülen Hiro Murai. Senarist koltuğunda ise The Leftovers ve Maniac gibi filmlerden de tanıdığımız Patrick Somerville oturuyor. Dizinin başrollerinden biri olan Mackenzie Davis de zaten Blade Runner: 2049 ve Black Mirror gibi distopik yapımlarda rol almıştı. Kısacası, dizinin ekibi post-apokaliptik işler konusunda bir hayli tecrübeli.
10 bölümlük bir mini dizi olan Station Eleven, dünya nüfusunun %99’unun yaşamını yitirmesine yol açan ölümcül bir grip salgının ardından, hayatta kalan ve yaşamı yeniden inşa etmeye çalışan bir grup insanı konu alıyor. Sıfırdan bir hayat ve medeniyet kurma çabasına odaklanan yapım, altı karakter üzerinden ilerliyor.