Özgün adı El Otoño Del Patriarca olan roman Gabriel García Márquez tarafından yazılmış ve ilk basımı 1975 yılında yapılmıştır. Bütün gücü elinde toplayan ve ölmek bilmeyen acımasız bir diktatörün yaşamı üzerine kurgulanmış olan roman, her biri Karayip bölgesinin tipik özelliklerini taşıyan aynı otoriter kişiliği altı ayrı bölümde anlatmıştır. İlk üç bölümde konuya tamamen hakim ve Patricio Aragones adlı generalin cesedini bulan anlatıcının söyledikleri anlatılır. Diktatör, Latin Amerika’da bir ülkeyi askeri baskılarla yönetmekte ve baştaki bu diktatörün kaç yaşında olduğu bilinmemektedir. Hatta o kadar uzun süredir görevdedir ki, bu ülkede yaşayan halk uzun yıllardır devam eden diktatörlük yönetiminin bir gün sona ereceğine olan inançlarını yitirmişlerdir.
Onun için yaşam bir şekilde iktidarını koruma, şüphe ve tedirginlik çerçevesinde dönüp gider. Çaresizlik ve korku içinde sinmiş olan halk onsuz bir hayatın var olabileceğini hayal bile edemez duruma gelir. Oluşturduğu bu korku imparatorluğunda kendisi de korku içinde yaşamaktadır. Kendisini iktidardan indirecekler endişesiyle bulunduğu odada ancak sayısız kilitli kapılar ardında uyuyarak kendini güvende hisseder. Márquez salt gerçeklik unsurlarını daha fazla kullandığı bu romanda faşizmi eleştirdiği kadar bu diktatörleri yaratan düzeni de sorgulamaktadır. Yarattığı fantastik diktatör karakterinin aslında dünyanın bütün toplumlarının başına gelebilecek bir tehlike olduğunu vurgulayarak okuru uyarır. Kitap anlattıkları ile ve yaşanılan acıların önünü arkasını tasviriyle bir demokrasi manifestosuna imza atmıştır. Başkan Babamızın Sonbaharı, Márquez’in baş yapıtlarından sayılabilecek bir eserdir.