Arapça olarak bilinen Arap dili, Kuzey Afrika, Arap Yarımadası'nın çoğu ve Orta Doğu'nun diğer bölgeleri de dahil olmak üzere geniş bir alanda konuşulan Güney-Orta Sami dili olarak açıklanabilir. Bilindiği üzere Arapça, Kuran’ın yazıldığı dil ve ayrıca dünya çapındaki tüm Müslümanların ortak dini dili olarak kabul ediliyor. Genellikle Klasik Arapça olarak adlandırılan edebi Arapça, modern zamanlarda kullanımı için gerekli bazı değişikliklere uğramış olsa da esasen Kuran'da bulunan dilin aynısı ve Arap dünyasının her yerinde aynı şekilde kullanılıyor. Arabistan, Irak, Suriye, Mısır ve Kuzey Afrika’da da Arapça’nın farklı lehçeleri konuşuluyor.
Son derece şiirsel ve edebi bir dil olan Arapça, İngilizce veya Türkçe ile karşılaştırıldığı zaman oldukça farklı bir yapıya sahip. Öğrenmesi zor olan dil bir dizi ayırt edici gırtlak sesi (yutak ve küçük dil) ve bir dizi telaffuz edilmesi güç ünsüz harf içeriyor. Arapça ile ilgili en sevdiğim bilgilerden bir tanesi diğer diller üzerindeki inanılmaz etkisi. Bu dil çoğu Avrupa dilinin yanı sıra Asya ve Afrika dilleri de dahil olmak üzere çok sayıda dili etkilemeyi başarmış ve birçok kelime ödünç vermiş. Özellikle tıpkı kendisi gibi bir Sami dili olan İbranice’yi o kadar etkilemiş ki bu dillere mensup kişilerin diğer bir dili öğrenmesi çok kolay oluyor. Son olarak bu edebi dilde “aşkı” tanımlamak için 14 farklı kelime kullanılıyor ve her biri aşık olmanın belirli aşamalarını tanımlıyor. Örneğin, “hava”, birine karşı ilk çekiciliği, “hüyum” ardından gelen aklın kaybını ve “işk” kör bir arzuyu tanımlıyor. Bana kalırsa sırf bu yüzden bile Arapça dünyadaki en etkileyici dillerden bir tanesi.